logo

ÇANKIRI’DA GÜZEL ŞEYLER OLUYOR


Ferhat Özen
feratozen@hotmail.com

Evet… Çankırı’da güzel şeyler oluyor dedim. Çankırılılar bunu ÇV (Çankırı Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma vakfı)’yla ÇANDEF ( Çankırılılar Dernekler Federasyonu’na) borçlu görünüyor.

Dün gece, ÇV’nin Geleneksel Dayanışma Gecesi’ne katıldım. Gece beklenmeyecek kadar görkemliydi. O kadar ki bana “Çankırı’da kapitalizm ve buna bağlı olarak sanayi gelişmedi; ama bir olgu olarak Çankırılılar kapitalizminden söz edebiliriz” saptamasını yaptırdı. Çankırılı, sanayici ve iş adamı yetiştirmeyi başardı. O zaman neden kendi bağrından yetişmiş sanayici dışarda iş tuttu da Çankırı’ya daha az uğradı, diye soracak olursanız, derim ki sanayi nazlıdır, yeterince desteklenmeyen yerde görünmez.

Şimdi yeni yeni kent yaşamına uyum sağlamış, yabancılaşmamış (gettolaşmamış) Çankırılı Sanayici ve iş adamları üzerinden, Cumhuriyet modernitesinin, geleneksel kültüre sızmaya başladığını ve benimsendiğini söyleyebiliriz. Cevahir Otel’in lüks salonlarında ve romantik bir ortamda gerçekleşen gecede, bunun örneklerini gözledim. Girişte önce kokteyl (alkolsüz içecekler ve tercihe bağlı olarak Çankırı gazozu) eşliğinde resim sergisi çok dikkat çekiciydi. Üstelik sergi, Çankırı’da uluslararası düzeyde gerçekleşen bir resim çalıştayı sonrası, Çankırı’yı değişik yönleriyle konu alan resimlerden oluşuyor. Çalıştayın yapımcılığını (Küratör, Latince: curatus; İngilizce: curator) resim dersinin neredeyse okullardan kaldırıldığı Türkiye’de, Çankırı Vakfı Başkanı Kaptan Mustafa Can’ın eşi, Ressam Ayşen Can yapıyor. Söylemeye gerek yok ki Çankırı bağlamında, kadının eşinin yanında sosyal yaşama onunla eş bir iş(küratör) kadını ve sanatçı (ressam) olması çok önemli.

Yukarıda da belirttiğim gibi, bütün bunlar, resim, müzik, beden eğitimi, felsefe gibi derslerin neredeyse okullardan kovulduğu, İstiklal Marşı’nın Arapça okunmaya

(Kırıkkale Üniversitesi) başlandığı, “Ben Arabım Bana Türk denmesini hakaret sayarım” (1) diyenlerin hızla yükseldiği ve en büyük ihaleyi kaptığı, fetö benzeri hayır işlerine(!) çok meraklı, eğitimin bile bile yine teslim edildiği, her bakanlıkta cemaatlerin, tarikatların cirit attığı bir kültürel çöküş ve bozulma sürecinde oluyor. Milliyetçilerin, milliyetçilik bayrağını yere düşürdüğü, (bu değerleri de solun ve sosyal demoktatların savunmak zorunda kaldığı) bir Türkiye’de…

Örneğin unutmadan belirtmeliyim. Kitap okuma grupları var; ‘kitap tahlili’ yapıyor, okuduklarını yorumluyorlar. Cengiz Aytmatov’un Toprak Anası’nı, İlber Ortaylı’nın ‘Bir Ömür Nasıl Yaşanır?’ kitaplarını okuyup incelemişler.

Kitap yayınları var. Her yurttaşın mutlaka okuması gereken çok önemli iki kitabı yayınlamışlar: Biri Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali… Hem de Atatürk’ün kendisine görev verip çevirttiği Elmalı Hamdi Yazır’ın çevirisiyle… Yayınladıkları ikinci çok önemli kitapsa Atatürk’ün Nutuk adlı, okumayanın Türk sayılmayacağı ölümsüz yapıtı… Dikkat edin, bunu, Kur’an-ı Türkçesinden okumak günahtır diyen sahte imamlardan geçilmeyen; ‘Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor’ (2) diyenin rektör yardımcısı olabildiği bir Türkiye’de yapıyorlar.

Ankara’nın yanı başında, hep destek verdiği sağ siyasetin sadık ili Çankırı, Türk sağından hakkı olan desteği bulamamış; ama bundan yakındığı da yok. Kendi kendine ayağa kalkmaya çalışmış yıllar yılı, şimdi yürümeye başlıyor. Ankara’ya bir sitem olsun yollamayan Çankırı, belki Cumhuriyet’e ve Atatürk’e saygısını, sevgisini açık açık duyururken, bir şeyler söylemek istiyor bugünü de yöneten aşırı sağ, dinci ve kinci siyasete… Bunu Çankırı Belediye Başkanı’nın konuşmasının sonunda yaptığı Atatürk vurgusunda okuyabiliyoruz.

“Yedi kat yerin altından uğultular geliyor. Çok alâmetler belirdi, vakit tamamdır. Haram sevaboldu, sevap haramdır. Ak kurt, kara tahtayı daha bir yol kemirir, çekin ki körükleri ateşe girdi demir.” (N. Hikmet)

Anlayana, okuyabilene…

Çankırı’da güzel şeyler oluyor, diyorum.

Yoksa ben çok mu iyimserim?

Ne dersiniz?

Ferhat Özen

(1) “Bana Türk demeyin ben Arabım, bana Türk denilmesinden utanırım” Siirtli iş adamı Ethem Sancak

(2) Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı

Paylaşın:
Etiketler: » » » » »
Share
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yüksek Seçim Kurulu Ataşehir’de Başkanlık İçin Yarışacak Adayları Açıkladı

    06 Mart 2024 Ataşehir, Ataşehir Belediyesi, Gündem, Köşe Yazıları, Manşet, Siyaset, Son Dakika, Üst Manşet

    Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan Yerel Seçimlerde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu kabul edilen isimleri açıkladı. Recep Kenan / itvhaber.com 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu yapanlardan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından adaylığı kabul edilen isimleri açıkladı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yapılan açıklamada, 31 Mart yerel seçimleri Ataşehir Belediye Başkan adaylığı kesinleşen isimler ilan edildi. ATAŞEHİR’DE 1 BAĞIMSIZ 19 ADAY SANDIK Y...
  • ‘CHP İstanbul İlçe Başkan Adayları Netleşiyor’ mu?

    17 Aralık 2023 Köşe Yazıları

    Önceki gün toplanan CHP Parti Meclisi (PM) toplantısında belirlenen 4 Büyükşehir Başkan adayı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı da açıklandı. Recep Kenan / itvhaber.com CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel tarafından CHP Parti Meclisi (PM) toplantısının ardından yapılan açıklamada, 4’ü Büyükşehir, 6 il ile birlikte 227 seçim bölgesinin belediye başkan adayının belirlendiği kaydedildi. CHP’nin 31 Mart 2024 yerel seçimleri belediye başkan adaylarının bir bölümünün ay sonuna kadar, kalan adaylıkların ise; anket, eğilim yoklaması ya ...
  • SEN ÖLMEDİN Kİ!

    09 Kasım 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz otuz sekiz. Kasım’ın onu. Hatta saat dokuzu beş geçiyor. Dolmabahçe’deve ülkede matem havası. Bedenen bitmiş bir yaşam süreci ama fikren bitmemiş ve hiç tebitmeyecek bir zaman süreci. Çünkü, bir söylevinde şöyle diyordu Gazi Mustafa Kemal Atatürk;“Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebetyaşayacaktır.” Başka bir söylevinde de “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demekdeğildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” İşte bu söylevlerine ...
  • YÜZÜNCÜ YILINDA CUMHURİYET

    28 Ekim 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz yirmi üç hem de yirmi dokuz ekim. Hatta bir gün öncesi, yirmi sekiz ekimde. Gazi Mustafa Kemal devleti yönetecek kadrolarıyla meclis kürsüsünde “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.” Tüm meclis olağanüstü bir refleksle alkış tufanına boğulur. Neden mi? Tabi ki, yıllar süren esaret. Özgürlüğe susamışlık. Tek adamlık ve işgalden kurtulmak. Demokrasiye geçmek. Halkın egemenliği. Ve nihayet 29 Ekim’de Cumhuriyet ilan ediliyor.  Demokrasiye geçiliyor. Tek adamlıktan kurtulunuyor. Halkın iktidarı gerç...