logo

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü


Yaşar Geler
yasargeler@hotmail.com

1 Mayıs Anadolu kültüründe doğanın canlanması diye de adlandırılan ve eski deyimiyle Bahar Bayramı yapılan bir gündü. En azından bizim çocukluk dönemlerimizde böyleydi.
-İşte bahar demek değişim demek. Ancak, insanlarda gerekmedikçe fazla da değişim olmasın. Zaten değişebilmek için bir neden de bulamıyorum. Hatta insanlar kolay kolay da değişmemelidir, sadece fikirleri gelişmelidir, diye düşünüyorum. Gereksinimler hariç tabi ki! Örneğin, kendimizi günün gereklerine uyarlamak, teknolojik değişimlere ayak uydurmak gibi.
-Benim için en büyük işçilik Anadolu’daki işçiliktir. Toprakla haşır neşir olmaktır. Üretmektir. Ürettiğinden topluma bir şeyler sunabilmektir. O Anadolu kadınının nasırlı elleridir. O emeğin karşılığı hiçbir zaman verilmemiştir. Verilemez de.
-Benim için işçilik sağlık üretmektir. İnsanların yaşamlarını kolaylaştırmaktır. Onlar için emek sarf etmektir. En zor anlarında yanlarında olabilmektir. Haklarını alamasalar bile koşulsuz hizmet üretebilmektir.
-Benim için işçilik eğitimciliktir. Bilgi üretmektir. Ürettiğin bilgiyi birilerine transfer etmektir. O bilgilerle o gençliği geleceğe hazırlamaktır.
-Benim için işçilik adalet üretmektir. Hakkaniyetli ve adil olmaktır. Verdiğin kararların tartışılmamasıdır. İnsanlar bu kararlarla huzur bulmalıdırlar.
-Benim için işçilik, içeride ve dışarıda güven üretmektir. Halkın mal ve can güvenliğini sağlamaktır. Güvenlik üretirken insanların ürkmemesi, yılmaması, korkmaması gerekmektir.
-Benim için işçilik, insanların barınma, giyinme, yaşama gibi doğal gereksinimlerine katkı sağlamak demektir. Onlara güvenli yerler tesis edebilmektir.
-Benim için işçilik, hak aramaktır. Yaşamak için mücadele etmektir. 1886’da… 1977’de hak alma mücadelesi verenlerin, bayram günlerini kutlayanların anılmasıdır.
1 Mayıs’ın başka bir anlamı daha var. O da yine insanların sosyal yaşamlarına etki eden, emekçinin, işçinin, çalışanın dayanışma içerisinde olması gereken bir gündür. Bunun tarihsel süreci çok eskilere dayanır.1856 yılında Avusturalya’da başlayan işçi hareketi,1886 yılında Amerika’da devam eden işçinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi hareketi gibi. 1889’da İkinci Enternasyonel’ de alınan kararla;1 Mayıs tüm dünyada BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ olarak yaşamlarımıza girmiştir.
Osmanlı Devleti zamanında, 1 Mayıs 1911’de Selanik’te, sonrasında da İstanbul’da 1 Mayıs 1912 yılında kutlanmıştır. Bugün, yani 1 Mayıs 1923 yılında ise, İŞÇİ BAYRAMI olarak yaşamımıza girmiştir. 1935 yılında ise, Bahar ve Çiçek Bayramı olarak adlandırıldı. Ve 1 Mayıs 1977 yılında Taksim Meydanı’nda yapılan 1 Mayıs kutlamaları sırasında, katılımcıların üzerine açılan ateş ve kanlı bir katliam sonrasında yasaklamalar geldi. 1980 askeri darbesi, gelişen işçi hareketine de ayrıca bir darbe oldu ve 1 Mayıs 1981’de resmi bayram olmaktan çıkarıldı.
Daha sonraki süreçlerde ise, işçi kesimi mücadelesini sürdürdü ve 2009 yılında TBMM’ de resmi bayram olarak kabul edildi.
İşte bu kadar önemli ve yaşamsal konuları içeren bir günün anlamı küçük olabilir mi?
Bugünü dünya kutluyor.
Bugün, doğanın canlanma günü.
Bugün, işçi/emekçi hareketinin mücadele günü.
Bugün, emek sarf eden her insanın ve her toplumun ekonomik getiri günü.
Her ne nedenle olursa olsun, 1 Mayıs günü tek bir işçinin bile çalışıyor ya da çalıştırılıyor olması, emeğin gaspıdır ve bugünün anlamsız hale getirilmesidir diye düşünüyorum.
Bugün, işçinin, memurun, emeklinin, çalışanın, çalışmayanın birlik ve dayanışma günü. Zaten yeryüzünde var olup ta çalışmayan insan var mıdır ki?
Bugün, bayram günü.
Yaşasın 1 Mayıslar!
Yaşasın Emeğin, dayanışmanın gücü!
Tüm dünya insanlarının 1 Mayıs Bayramı, bugün doğmuş olan tüm insanların ve benim doğum günüm kutlu olsun!
Yaşar GELER

Paylaşın:
Etiketler: » » » »
Share
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yüksek Seçim Kurulu Ataşehir’de Başkanlık İçin Yarışacak Adayları Açıkladı

    06 Mart 2024 Ataşehir, Ataşehir Belediyesi, Gündem, Köşe Yazıları, Manşet, Siyaset, Son Dakika, Üst Manşet

    Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan Yerel Seçimlerde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu kabul edilen isimleri açıkladı. Recep Kenan / itvhaber.com 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu yapanlardan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından adaylığı kabul edilen isimleri açıkladı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yapılan açıklamada, 31 Mart yerel seçimleri Ataşehir Belediye Başkan adaylığı kesinleşen isimler ilan edildi. ATAŞEHİR’DE 1 BAĞIMSIZ 19 ADAY SANDIK Y...
  • ‘CHP İstanbul İlçe Başkan Adayları Netleşiyor’ mu?

    17 Aralık 2023 Köşe Yazıları

    Önceki gün toplanan CHP Parti Meclisi (PM) toplantısında belirlenen 4 Büyükşehir Başkan adayı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı da açıklandı. Recep Kenan / itvhaber.com CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel tarafından CHP Parti Meclisi (PM) toplantısının ardından yapılan açıklamada, 4’ü Büyükşehir, 6 il ile birlikte 227 seçim bölgesinin belediye başkan adayının belirlendiği kaydedildi. CHP’nin 31 Mart 2024 yerel seçimleri belediye başkan adaylarının bir bölümünün ay sonuna kadar, kalan adaylıkların ise; anket, eğilim yoklaması ya ...
  • SEN ÖLMEDİN Kİ!

    09 Kasım 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz otuz sekiz. Kasım’ın onu. Hatta saat dokuzu beş geçiyor. Dolmabahçe’deve ülkede matem havası. Bedenen bitmiş bir yaşam süreci ama fikren bitmemiş ve hiç tebitmeyecek bir zaman süreci. Çünkü, bir söylevinde şöyle diyordu Gazi Mustafa Kemal Atatürk;“Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebetyaşayacaktır.” Başka bir söylevinde de “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demekdeğildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” İşte bu söylevlerine ...
  • YÜZÜNCÜ YILINDA CUMHURİYET

    28 Ekim 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz yirmi üç hem de yirmi dokuz ekim. Hatta bir gün öncesi, yirmi sekiz ekimde. Gazi Mustafa Kemal devleti yönetecek kadrolarıyla meclis kürsüsünde “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.” Tüm meclis olağanüstü bir refleksle alkış tufanına boğulur. Neden mi? Tabi ki, yıllar süren esaret. Özgürlüğe susamışlık. Tek adamlık ve işgalden kurtulmak. Demokrasiye geçmek. Halkın egemenliği. Ve nihayet 29 Ekim’de Cumhuriyet ilan ediliyor.  Demokrasiye geçiliyor. Tek adamlıktan kurtulunuyor. Halkın iktidarı gerç...