logo

KADIN OLMAK DOĞARKEN HAYATA YENİK BAŞLAMAKTIR

KADIN OLMAK DOĞARKEN HAYATA YENİK BAŞLAMAKTIR

Nihan Baykal Erol ‘Emekçi Kadınlar Günü’ mesajında kadın olmanın, ayrımcılıkla, şiddetle, acıyla, tacizle, tecavüzle ve ölümle iç içe yaşamak, bazen hayata yenik başlamak olduğunu söyledi.

Recep Kenan/itvhaber.com

“Dünya Emekçi Kadınlar Günü”ünün her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gün olduğuna işaret eden CHP Ataşehir İlçe Kadın Kolları Başkanı Nihan Baykal Erol, Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmakta olduğuna dikkat çekti.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü Türkiye’de ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandığını hatırlatan CHP Ataşehir İlçe Kadın Kolları Başkanı Nihan Baykal Erol tarafından yayınlanan “Emekçi Kadınlar Günü” mesajı şöyle;

Değerli Basın Mensupları,

“Dünya Emekçi Kadınlar Günü” her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. Ve bugün, İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır.

Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlanmaya devam ediliyor.

Fakat bu sene Dünya Kadınlar Günü bir başka önem kazanmıştır. Önümüzdeki referandum süreci yüzünden… Hükümet tarafından çeşitli sebepler bahane edilerek Kadınların 8 Mart’ta alanlarda olması yasaklanmaya çalışılmaktadır. Bu yasaklara rağmen “Yaşam hakkımız, özgürlüğümüz, emeğimiz, bedenimiz için ‘Hayır’ diyoruz” Anayasa değişikliği referandumuyla yaratılmak istenen tek adam rejiminin karanlığına karşı tek kadınların haklarını gasp etmek isteyen, 15 yılda kadın cinayetlerinin hızla artmasına göz yuman, kadınları yok sayan ve eşit görmeyen zihniyete karşı alanlardayız.

Kadınlar, istismar edildiklerinin, kendi kişiliklerinin ve emeklerinin değerlerinin farkına varmalılar ve seslerini çıkartmalıdırlar.

Siyasal ve toplumsal talepleri için mücadelelerinden vazgeçmemeleri, şimdiye kadar edindikleri kazanımlarını yitirmemeleri gerektiğinin bilincine varmalılar.

Mustafa Kemal Atatürk, Türk Kadınına gereken değeri vermiş ve kadınların medeni ve siyasi haklara kavuşması, seçme seçilme hakkının tanınması gibi önemli haklara kavuşmasını sağlamıştır. Şu sözleriyle Kadına verdiği değeri ifade etmiştir:

“Bir cemiyet, bir millet kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir ki, bir kütlenin bir parçasını geliştirelim, diğerini ihmal edelim de kitlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselsin.”

“Bir cemiyet, aynı gayeye bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse, ilerlemesi teknik olarak imkân ve ilmî olarak ihtimal yoktur.”

“ Ey kahraman Türk kadını, sen omuzlar üzerinde göklere yükselmeye lâyıksın.”

Bu sözler çoğu kişinin söylediği gibi kalmamış, özde gerçekleşmiştir.

Dünya’da pek çok ülkede 8 Mart’lar kadının, örgütlenme ve eşit yaşam hakkı için mücadele günlerinin simgesidir. 8 Mart’lar dünyanın her yerinde, her şehrinde kadının mücadele, özgürleşme ve dayanışma günüdür. 8 Mart’larda tüm dünyada kadın haklarından, onların ne kadar fedakâr, cefakâr ve kutsal olduğundan bahsedilir. Emekçi kadınların hakları, sözde de olsa teslim edilmeye çalışılır, kadınların hak ettikleri hayatı yaşayabilmeleri için planlar yapılır, projeler geliştirilir.

Ancak ülkemizde yaşayan kadınların durumu ise biraz farklı maalesef.

Türkiye’de birçok yerde kadına şiddet, hala meşru görülüyor. Ayrıca, şiddet gören kadınlarımızın neredeyse yarısı, kocalarının kendilerini dövmelerini haklı buluyor. Evde kocaya, işyerinde işverene, baba ocağında babaya, abiye ‘borçlu’ sayılan kadın, haklarının farkında olamıyor. Kadına yönelik cinsel, bedensel ve psikolojik şiddet çok zaman ceza bile almıyor. Kadınlar bugün ülkemizde de erkeklere göre %25 – 50 oranında daha az ücretle çalıştırılmaktadırlar. Birçok kadın, seks kölesi haline getiriliyor.

Kadın olmak, ayrımcılıkla, şiddetle, acıyla, tacizle, tecavüzle ve ölümle iç içe yaşamak demek.

Kadın olmak; Birçok ülkede, doğarken hayata yenik başlamaktır.

Erkeklerle eşit işte eşit maaş alamamaktır. İkinci sınıf vatandaş muamelesi görmektir.

Hayatları boyunca sürekli şiddete ve tacize maruz kalmaktır.

Dövülmesi, haklarının korunmaması, suiistimal edilmesidir.

Ülkedeki kadınların yarısına yakınının, daha önce hiç görmediği birisiyle evlendirilmesidir.

Ekonomik koşullarla dedesi yaşındaki adamların koynuna sokulmasıdır.

Binlerce kadının eğitimden yoksun olmasıdır.

“Namus” kavramı yüzünden, sürekli baskı görmesidir

Her yıl onlarcasının “töre” sebepli katledilmesidir.

Bir aile bireyinin tecavüzüne uğrayıp, yine katledilen olmaktır.

Çocuğu olmayınca üzerine kuma getirilmektir.

Oysa tarihe baktığımızda biz tüm bunları yaşarken sadece bir gün çiçek verilip sevindirilen kadın değil, mücadeleci kadın olmak zorundayız. Çünkü BİZ;

*             Her şeyden önce Havva’yız, Âdemin sevdiği kadın, can yoldaşı, arkadaşı…

*             Mitolojide Afrodit,

*             Mısır’da Kleopatra,

*             Agorada Hipatya,

*             Bilimde Madam Curie’yiz.

*             Kudüs’te Meryem,

*             Mekke’de Hatice,

*             Kerbela’da Fatıma’yız.

*             Selanik’te Zübeyde’yiz.

*             Kurtuluş Savaşı’nda Halide Edip, Erzurum’da Kara Fatma, Aziziye savunmasında Nene Hatunuz.

*             Biz toplumun  dünü, bugünü, yarınıyız…

Cinsel ve sınıfsal sömürüye son vermek adına, savaşsız barış dolu yaşanabilir bir dünya yaratmak adına, eşitlik, özgürlük ve demokrasi adına, emeğin değerinin sözde değil özde katlanması dileğimle”8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü” kutlarım.

CHP Ataşehir Kadın Kolu Başkanı Nihan Erol

Paylaşın:
Etiketler: » » » » » » »
#

SENDE YORUM YAZ