logo

Sırma Doğru: İçerenköy’ün Değişimine Talibim

Sırma Doğru: İçerenköy’ün Değişimine Talibim

İçerenköy’de çalışmalar başlayan muhtar adaylarından Sırma Doğru, değişimine talip olduğunu ifade ettiği İçerenköy’de farklı bir muhtarlığın mümkün olduğunu söyledi.

SIRMA DOĞRU: “İÇERENKÖY’ÜN DEĞİŞİMİNE TALİBİM, FARKLI BİR MUHTARLIK MÜMKÜN”

Türkiye’nin en büyük mahallelerinden İçerenköy’de muhtarlık için adaylar çalışmalarına başladı. Geçtiğimiz seçim döneminde aldığı yüksek oyla dikkatleri üzerine çeken ve önümüzdeki Mart ayında yeniden muhtar adayı olan Sırma Doğru ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Neden Muhtar’lık? Aday olma kararınızdan bugüne, süreç nasıl gelişti?

Çok eskilerden hatta ortaokul yıllarımdan beri hep sosyal projelere, yaşadığım yerdeki sorunlara her zaman duyarlılık gösterdiğimi hatırlıyorum. Muhtarlık o dönemden bu yana, bu duyarlılıklarımın hayata geçirilme aşamasıdır diye düşünüyorum. Büyürken de böyleydim ben. Yaşadığım bölgede, çevremde yaşadığımız sorunlara, ayrım yapmaksızın, kadın sorunları, gençlik sorunları hepsine elimin erdiğince, gücümün yettiğince, ucundan tutmaya çalışıyordum.

Şimdi geldiğim noktaya bakınca şunu görüyorum; mahalle çok önemli, yaşadığımız alan çok önemli. Kentte yaşam ve bir arada durmak çok zor. Hele son yıllarda o kadar çok ayrıştık, ayrı düştük ki komşularımızla. Kentsel dönüşümler bizleri çok ayrı düşürdü. Herkes korunaklı binalara, sitelere yerleşti. Dolayısıyla insani temasın gittikçe azaldığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu beni çok üzüyor, eskiden beri mahalle kültürünü çok sevmişimdir. Bütün bunlar beni, çalışma hayatım sonlanıp, emekli olduktan sonra, yerelde, mahallede neler yapabiliriz, sorusuna götürdü. Ayrıca içinde bulunduğum sosyal proje çalışmaları da vardı. Tüm bunlar bir önceki yerel seçimlerden hemen önce olan gelişmelerdi. Seçimler yaklaşınca, birlikte sosyal proje çalışmaları yaptığım ekip arkadaşlarımın da önerisiyle, muhtar adaylığım gündeme geldi. Üzerinde günler boyu konuştuk, tartıştık. Nasıl bir muhtarlık olmalı diye. Hem fikir olduğumuz noktaları netleştirdik ve muhtarlık adaylığımızı açıkladık.

Ama tabii nasıl muhtar adayı olarak ortaya çıktığımı da anlatmam gerek. Çok özel bir çalışmaydı. O çalışmada yan yana duran, emeği geçen, bu işe gönül koyan bütün arkadaşlarıma, dostlarıma teşekkür ederim. Onlardan çok şey öğrendim, çok beslendim o dönemde. STK’larda çok çalıştım ama sokak çalışmalarında çok da deneyimim, birikimim yoktu. İçerenköy’de bütün Sivil Toplum Kuruluşları biraraya gelip, yerel seçimlerde ne yapabiliriz diye düşünmüşlerdi. Ortak bir adayla muhtarlık çalışması yapılması kararı çıktı buradan. Teklif onlardan geldi. Çalışmanın yüzü olur musunuz diye. Bir kere çok çok onur duydum, bu çalışmaya beni layık gördükleri için. Ben de çok severek kabul ettim ve birlikte çok güzel bir çalışma yürüttük.

Hem o dönem kampanya süresince yaptığınız çalışmalardan, hem de bu seçim döneminde yapmayı planladığınız işlerden bahseder misiniz?

Kadın ağırlıklı bir çalışma grubuydu. İstanbul’da çok konuşulan bir çalışma olmuştu.Her yerden her kesimden insanın dikkatini çeken bir çalışmaydı. Çünkü dayanışma ağı çok güçlüydü. Öyle ki sokakta bildiri dağıtmaya, duvarlara afiş yapıştırmaya 70 kadın birden çıktığımız günler oluyordu. Herşey dayanışmayla yürütüldü. O yüzden çok özel bir çalışmaydı. O dönem kadına şiddetle ilgili paneller, çocuk etkinlikleri, kentsel dönüşümle ilgili yaptığımız çalışmalar ilk aklıma gelenler. İçerenköy’de çok konuşuldu, çok karşılığı oldu. Demek ki insanlara ulaşmışız, bu projelerimiz karşılık bulmuş ki 14 bin 263 oy aldık. Mevcut muhtar da 18 bin küsur oy aldı. Yaklaşık 3 bin oyla seçimi kaybettik. Toplamda 7 adaydık. Bu yedi adayın da beşi beni bölüyordu aslında. Aynı kulvarda olduğumuzu söyleyerek çalışma yürütüyorlardı çünkü. Benim dışımdaki diğer beş aday, 2-3 bin civarlarında oy alarak yarışı sonlandırdılar. Yani aslında 10-12 bin oy farkla alacağımız bir seçimi ne yazık ki üç bin küsur oyla kaybettik.

Şunu özellikle belirtmek istiyorum, biz o seçimin kaybedeni değil, kazananıydık. 4 yıl sonra bugün sokağa çıktığımda gördüm ki, Sırma Doğru ismi hiç unutulmamış, “İçerenköy’ün Aydınlık Yüzü” sloganımız hala insanların hatırında. Çünkü biz alternatif yaratmak üzere yola çıktık. “Başka bir muhtarlık mümkün” diyerek insanlardan oy istedik ve bugün görüyorum ki bu söylemler karşılığını bulmuş. Bugün yeniden insanların kapılarını çaldığımda, “aa evet sizi hatırlıyorum, geçen dönem çok güzel çalışmalarınız olmuştu” diyen komşularımla karşılaşıyorum. Umarım bu dönem bir kadın muhtarımız olur diyerek, sevgiyle destekliyorlar. Bu beni ayrıca mutlu ediyor. O dönemden beri evde miydim ? Hayır, İçerenköy’de yerelimizde tespit edilen ne sorun varsa ve bu sorunların çözümünde nasıl bir çalışma yapılıyorsa, ben o çalışmaların hepsinde ucundan, kıyısından, zamanımın ve gücümün elverdiğince destek olmaya çalıştım. Dolayısıyla zaten muhtarlık olsun ya da olmasın, ben bu çalışmalardan beslenen birisiyim.

İçerenköy’de hayata geçirmek istediğiniz projeleriniz neler?

Bir kere birlikte yöneteceğiz İçerenköy’ü. Sorunları birlikte belirleyeceğiz. Sokak Meclislerimiz olacak. O sokağın sorunlarını, en iyi o sokakta yaşayanlar bilir. Artık çok kalabalık sitelerde yaşıyoruz. 70’li 80’li yıllardaki gibi komşuluk ilişkileri yok artık. Hangi komşumuzun yardıma ihtiyacı var çok görerek tespit edemiyoruz. Hakimiyet alanlarımız genişledi. O nedenle tek başına değil, birlikte yönetmek gerekiyor. Bazen tek, bazense birkaç sokağı birleştirerektemsilcisiler oluşturacağız. Buralarda nelere ihtiyaç olduğunu bu temsilci arkadaşlarla belirleyeceğiz ve sorunların çözümünü aciliyete göre sıraya koyacağız.  Nerede halledebiliyorsak, oraya iyi bir köprü olmaya çalışacağım. Benim için gençler ve kadınlar çok önemli. Eğer hayalimiz gerçekleşir, seçimin kazananı olursak, muhtarlık binasından İçerenköy’e, kadın ve genç ağırlıklı çok çalışmalarımız olacak.

Kadınların siyasetteki yeri konusundaki düşünceleriniz neler? Kadın olmanın avantaj ve dezavantajları oluyor mu?

Çok az avantajı var. Daha rahat dokunabiliyoruz insanlara. Evlere daha rahat girebiliyoruz, kapılarını daha rahat çalabiliyoruz. Kadınların böyle bir avantajı var. Ancak o kadar erkek ağırlıklı siyaset yürütülüyor ki, çok zor yer açabiliyoruz onların yanında kendimize. İtekleyerek, tırmalayarak yer açmaya çalışıyoruz kendimize. Belediye meclis üyeliklerine, belediye başkanlıklarına, parti il ve ilçe başkanlıklarına, yönetimlerine baktığımızda ne kadar az kadın olduğunu görürüz. Son yıllarda avantaj olarak benim dikkatimi çeken şey, muhtarlıklarda kadınların bir adım öne geçmesi oldu. Kadın muhtar adaylarının çoğaldığını görüyoruz. Ayrıca seçilen kadın muhtar adayları da arttı. Bu elbette sevindirici bir gelişme. Ama onun dışındaki siyaset alanlarına baktığımızda, erkeklerden çok daha fazla çaba sarf etmemiz gerekiyor. Kadın muhtar mahalle için de daha avantajlı aslında. Mahallede yaşayan kadınlar, sorunlarını erkek muhtarlara çok rahatlıkla anlatamayabilir. İçinde yaşadığı, evindeki sıkıntıları oraya aktaramayabilir. Hemcinsiyle daha rahat edecektir. Hayat kadınların sırtında dönüyor. Erkek sabah evden çıkıp işe gidiyor, akşam dönüyor eve. Çalışan kadın sayımız da oldukça fazla ama genel olarak çalışan kadın da olsa, ev ve günlük yaşam kadının sırtında dönüyor. Kadınların sırtından bu yükleri biraz olsun alabilmek, hafifletmek, bizim önemli amaçlarımızdan.

İçerenköy’ün demografik ve sosyolojik yapısından bahsedebilir misiniz?

İçerenköy, Türkiye’nin en büyük mahallelerinden birisi, seçmen sayısı çok fazla. Buranın seçmen sayısıyla birçok il’de belediye başkanı seçiliyor. Bizim bir önceki dönem aldığımız oyla da, Türkiye’nin bir çok ilçesinde belediye başkanı olabiliyorsunuz. Bundan birkaç yıl önce bir gazetede, İçerenköy’ün alım düzeyi yüksek olan mahalleler kategorisine alındığına ilişkin bir haber okumuştum. Yaşayan insan profiline baktığımızda, sosyal demokrat ve aydın seçmen yapılanması görüyoruz. Aynı zamanda çok göç alan da bir bölge. Anadolu’nun her bölgesinden gelen insanların yaşam alanı olarak seçtiği, kozmopolit bir mahalle diyebilirim. Çok sayıda Malatyalı, Tuncelili, Kastamonulu, Sinoplu, Sivaslı vatandaşımızın ikamet ettiğini görüyoruz. Hemen hemen hepsinin kendi dayanışma dernekleri var İçerenköy Mahallesi içerisinde. Bu derneklerde buluşarak kendi kültürlerini İstanbul’da da yaşatmaya devam ediyorlar. Hala mahalle havasını İçerenköy’de bulabiliyorsunuz. Çoğunlukla herkesin birbirini tanıdığı, geçerken birbirlerine selam verdiği, esnaf sayısının çok olduğu bir mahalle burası. Bununla birlikte aynı zamanda bir arada yaşam ve dayanışma konusunda da her hangi bir sıkıntı yaşanmıyor. Sitelerin yapısını da yakından biliyorum. Geçen seçimde çok çalışma yapma imkanım olmuştu oralarda. Sitelerin de kendi içlerinde çok güzel buluşma noktaları, dayanışma ağları var. Tek başına sosyal projeler yürüten siteler de var. Kermesler, yardım organizasyonları yapıyorlar. Dışarıdan insanları da davet ediyorlar. Dolayısıyla sitelerinin dışındaki insanlarla da teması koparmıyorlar. Bu anlamda çok güzel çalışmalar yapılıyor. Pek çoğunda ben de bulundum, sağolsunlar davet ediyorlar, ben de gidip ziyaret ediyorum.

İçerenköy’de 16 yıldır aynı kişi muhtar. Seçimi kazandığınız takdirde nasıl bir fark yaratmayı planlıyorsunuz? Sizin farkınız ne?

Bunca sene o makamda oturduğuna, İçerenköy halkından karşılık gördüğüne göre; eminim mevcut muhtarımız da elinden geldiğince iyi hizmet vermeye gayret etmiştir.  Ancak özellikle dayanışmaya yönelik çalışmalar anlamında eksikliklerimiz var. Muhtarlık aslında benim için bir proje diye tanımlayabilirim. Şöyle ki, hepimizin yaşadığımız bir evimiz var, ancak tüm günümüzü geçirdiğimiz, sosyal yaşamımızın olduğu yer mahallemizdir. Ben mahallede dayanışmayı güçlendirmeye adayım. Mahallede kadın sorunlarına, çocuk istismarına yönelik bir çalışma yok. Eğitimle ilgili aksayan yönler var, bu konuda bir çalışma yok. Yine sağlık sisteminde, tüketici haklarında aksaklıklar var, bunlara yönelik de bir çalışma ne yazık ki yok. Bunların hepsi aslında muhtarlıktan doğru çalışma yapılabilecek alanlar. Mesela, mahallemizde TÜKODER (Tüketici Hakları Derneği) var, tüketicilerin sorunlarıyla ilgileniyor ancak muhtarımız bunun bir parçası değil. Yine bizim sınırlarımız dahilinde bir devlet hastanesi var. Orayla ilgili sıkıntılar yaşandı, muhtarımızı yine bu süreç de göremedik.

Biz, saydığım tüm bu alanları dolduracağımızı iddia ediyoruz. Artık evrak işleri de azaldı muhtarlıklarda, artık pek çok işlem e-devlet üzerinden, internetten çözülebiliyor. Dolayısıyla zamanımızı halkın günlük yaşamını kolaylaştıracak, bu tür sosyal çalışmalara daha fazla ağırlık vererek değerlendirebileceğimizi düşünüyorum.

İçerenköy için bir kadın muhtar olsun. Önünden geçerken her kesimden insanın rahatlıkla girip, bugün muhtarlıkta ne etkinlik var acaba, önümüzdeki hafta bir etkinlikleri var mı diyebildikleri bir muhtarlığı hayata geçirmek istiyorum.

SIRMA DOĞRU KİMDİR ?

1965 yılında Erzincan’da dünyaya geldi. Alibeyköy Lisesi’ni bitirdikten sonra profesyonel iş hayatı başladı. 1986 yılında İstanbul Tabip Odası’nda çalışmaya başladı ve 2013 yılında buradan emekli oldu. Çalışma hayatı boyunca ve sonrasında, sosyal ve eğitim projeleri ile çeşitli derneklerde görev aldı. 28 yıldır İçerenköy, Karsan Sokak’ta ikamet ediyor. Evli olan Sırma Doğru’nun ; biri 24, diğeri 14 yaşında iki oğlu var.

Paylaşın:
Etiketler: » » » » » »
#

SENDE YORUM YAZ