logo

İstanbul Boğazı Kıyısında İşgalle Yapılmış Binalar İmarlı Hale Getirilmiştir

İstanbul Boğazı Kıyısında İşgalle Yapılmış Binalar İmarlı Hale Getirilmiştir

İmamoğlu, Üsküdar sahilindeki işgaline, “İstanbul’a yapılan çok büyük bir ayıptır. Hukuki mücadelemizi vereceğiz. Plana karşı duruşumuzu göstereceğiz.” Dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Üsküdar Salacak sahilindeki kafeler için yıkım uygulamasının Üsküdar Belediyesi ve Çevre Şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanlığı devreye girerek durdurulmasını değerlendirdi.

“BU İKİ İŞGAL PLAN DEĞİŞİKLİĞİYLE ÖZEL OLARAK KORUNDU”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Üsküdar Sahilde işgalleri bir bir kaldırdık. Ta ki, Bakanlık kaçaklara sahip çıkana kadar. Bu iki işgal Üsküdar Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın alelacele yaptıkları plan değişikliğiyle özel olarak korundu.
Ülkemiz, işgali koruyan akıldan 14 Mayıs’ta kurtulacak.” İfadesine yer vermişti.

“ÜSKÜDAR SAHİLİ” SORUSUNA YANIT: “HAYATIMDA BENİ EN ÇOK ŞOK EDEN BİR ŞEYİ YAŞATTI SAĞ OLSUN SAYIN BAKAN”

Basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularına yanıt veren İmamoğlu, “İBB’nin imara aykırı olduğu için yıkım kararı aldığı Üsküdar Salacak sahilindeki kafeler için, Üsküdar Belediyesi ve Çevre Şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanlığı devreye girdi ve bu yıkımlar durduruldu. İBB’nin bundan sonraki adımı, süreci nasıl olacak” sorusuna, “Caminin sağını solunu virüs gibi işgal etmiş bir kısım işletmeleri oradan kaldırma çabası içerisinde kararlarımızı almışken, mahkemelerde ha bire pinpon topu gibi bir takım kararların oraya gidip buraya gittiği bir dönemde, hayatımda beni en çok şok eden bir şeyi yaşattı sağ olsun Sayın Bakan.”  yanıtı verdi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB’nin imara aykırı olduğu için yıkım kararı aldığı Üsküdar Salacak sahilindeki kafeler ile ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Özel çevre koruma kapsamında, Marmara’daki müsilaj meselesi sürecinde bu kapsam içine alınıp, Adalar’da imarla ilgili yetkilerimiz elimizden alınmıştı. Ben, o zaman Sayın Bakan’ı aradığımda, ‘Sayın Bakan müsilajla mücadelenin Adalar’ın planıyla ya da İstanbul’un kıyı şeridiyle ne alakası var’ demiştim. ‘Ya böyle olmaması gerekir’ diye kendisinden telefonda cevap almıştım. Sonra tabii yetkinin bu şekilde gasp edildiğini kendi de tespit edince, ‘Ya bu konuyu konuşalım, uzlaşı içerisinde yönetelim, bunu mutlaka düzeltiriz zaman içinde’ diye bana beyanı olmuştu. Şimdi kendilerinin de yanlış bulduğu bu yetki gaspı üzerinden, İstanbul’u çirkin gösteren… Kuşkonmaz Camii gibi, biblo gibi İstanbul Boğazı’nın kıyısında duran, mütedeyyin kesimin o bölgede önüne sadece 1,5 metrelik bir geçiş platformu yapılırken kıyametin koparıldığı -ki bizden önce planlanan bir uygulamaydı- bu caminin sağını solunu virüs gibi işgal etmiş bir kısım işletmeleri oradan kaldırma çabası içerisinde kararlarımızı almışken, mahkemelerde ha bire pinpon topu gibi bir takım kararların oraya gidip buraya gittiği bir dönemde, hayatımda beni en çok şok eden bir şeyi yaşattı sağ olsun Sayın Bakan. Yine bu kanuna sığınarak, yine bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne sığınarak, buraya Üsküdar Belediyesi’yle -bakın Üsküdar halkının çıkarını korumakla yükümlü Üsküdar Belediyesi’yle- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bir plan yaparak, gecekondu gibi İstanbul Boğazı’nın kıyısında işgalle yapılmış binaları imarlı hale getirmiştir.”

“HUKUKİ MÜCADELESİNİ VERİP, GÜN GÜN SÜRECİ TAKİP EDECEĞİM”

“Bu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, İstanbul tarihinde yapılmış en ayıp işlerden birisidir. Gidin hava fotoğrafına bakın. Bu iş nereye sığar? Bunun anlamı nedir? Bunun faydası nedir? Toplumsal çıkarı nedir? Siz, İstanbul’a hem bunu yapacaksınız hem de diyeceksiniz ki, ‘İstanbul’la ilgili dönüşümü, İstanbul’la ilgili depremle mücadeleyi biz başarırız.’ Hayır, yapamazsınız. Bu iş ‘ama’sız, ‘fakat’sız yapılır. Bu iş sağ tarafı görme, sol tarafı göre yapılmaz. Bu işte prensipler tektir. Bu prensipsizliktir, tutarsızlıktır, İstanbul’a yapılan çok büyük bir ayıptır. Hukuki mücadelemizi elbette vereceğiz. Plana karşı duruşumuzu göstereceğiz. İstanbul halkının buradaki iki temel sorumlusu var o bölgeyle ilgili. Birisi Üsküdar Belediyesi, onun tepe üst çatısı olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Siz İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ortadan kaldırıyorsunuz, Üsküdar Belediyesi ve Çevre Şehircilik Bakanlığı olarak saçma sapan bir planla, gecekondu gibi yapılmış, çirkin, görüntüsüyle Kuşkonmaz Camii’ni berbat eden, çevresini kötü gösteren yapılara dair plan çıkarıyorsunuz. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Ne teknik eleman olmaya sığar ne teknik ahlaka sığar ne imar prensibine sığar ne şehirciliğe sığar ne de bugünün gündemi deprem iken… On binlerce insanın hayatını yitirdiği, yüz binlerce insanın İstanbul’da hayatını tehdit ettiği bir süreçte yapılan bu işler nedir biliyor musunuz? Hükümetin önceliğinin ne olduğuna dair bir göstergedir. Onun için önemsiyorum. Onun için hukuki mücadelesini verip, gün gün sürece takip edeceğim. Yargıyı da bu anlamda göreve davet ediyorum. Bizi oyalamasınlar. Oyalayıp, başka kararlarla iş birliği yapılmış algısı yaratmasınlar. Onun için herkesi göreve davet ediyorum. Biz bu işi takip edeceğiz.”

itvhaber

Paylaşın:
Etiketler: » » » » » »
#

SENDE YORUM YAZ