logo

MSKM Sinema Buluşmaları’ndan: ‘İzleyiciye Umut Vermek İstedim’

MSKM Sinema Buluşmaları’ndan: ‘İzleyiciye Umut Vermek İstedim’

Ataşehir Belediyesi tarafından Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde (MSKM) gerçekleştirilen Sinema Buluşmaları pandemi nedeniyle verilen uzun bir aradan sonra yeniden başladı.

Sinema Buluşmaları ile bugüne kadar aralarında “Aidiyet”, “Tereddüt”, “Dört Köşeli Üçgen”, “Kraliçe Lear” ve “Küçük Şeyler” olmak üzere pek çok film sinemaseverlerle buluştu.

MSKM’de son olarak yönetmenliğini Serdar Kökçeoğlu’nun yaptığı “Mimaroğlu: Manhattan Adası’nın Robinson’u” adlı belgeselin gösterimi yapıldı.

Dilek Aydın Ve Esin Uslu’nun Yapımcılığını Yaptığı Filmin Konusu İse Şöyle:

“Mimaroğlu: Manhattan Adası’nın Robinson’u” iki özgür ruhun hikayesi: efsanevi elektronik müzik bestecisi İlhan Mimaroğlu ve 1960’ların başında Türkiye’den ABD’ye göç eden hayat dolu karısı Güngör… Çiftin kişisel arşivlerini kullanan belgesel, İlhan’ın sıra dışı bir sanatçı olarak kariyerini ve bir aile dramının ortasında başlayan ömür boyu sürecek birlikteliklerinin gücünü ele alıyor. Film çok katmanlı bir yapıda göçü, müziği, aşkı ve hayal kırıklığını anlatıyor.

Dünya prömiyerini 2020 Visionsdu Réel Film Festivali’nde yapan belgeselin gösterimi sonrası yönetmen Serdar Kökçeoğlu ile bir söyleşi gerçekleştirildi. Kökçeoğlu, belgeseli seyredenlerin ve Elif Hopyar’ın sorularını yanıtladı.

Serdar Kökçeoğlu, “Mimaroğlu”nun İstanbul’da festivaller dışındaki ilk gösterimini gerçekleştirdiğini, bu nedenle çok heyecanlı ve mutlu olduğunu ifade ederek sözlerine başladı.

Uzun yıllar sinema yazarı, sinema platformlarında editör, sinema genel yayın yönetmeni gibi alanlarda çalışan Kökçeoğlu kamera arkasına geçişini şöyle anlattı: “Müziğe de çok tutkum vardı. Sinemadan daha çok müziğe duyduğum ilgi beni kamera arkasına çekti. İlhan Mimaroğlu da bir besteci olarak hep ilgimi çekiyordu.  90’lı yıllarda Mimaroğlu’nun müziğine ulaşmak çok kolay değildi. Bende ancak kitapları vardı. Müziklerine ulaşabildiğim yıllarda ise benim için bir merak konusu olmaya başladı.”

Belgeselde merak duygusunun çok önemli olduğuna vurgu yapan Kökçeoğlu, ülkemizden çıkmış, dünyada bu kadar ses getirmiş bir besteci ve müzikleri önemli filmlerde kullanılmış, pek çok albümün prodüktörlüğünü yapmış bir isim olan İlhan Mimaroğlu’nun2012’de Amerika’da vefatından sonra, Amerika’da hakkında kitaplar yazılmasını, belgeseller yapılmasını beklemiş. Amerikalılar da aynı şeyi Türklerden beklemiş olmalı ki, ne kitap ne de belgesel çalışması yapılmış.

Kökçeoğlu, 2015 yılında Amerika’da yaşayan İlhan Mimaroğlu’nun eşi Güngör Hanımla bir arkadaşının aracılığıyla tanışmasının bir dönüm noktası olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Sık sık telefonlaşıyorduk.  Kendisine, ‘Keşke birileri İlhan Mimaroğlu ile ilgili bir şeyler yapsa?’ dediğimde ‘İstiyorsanız, siz yapabilirsiniz!’ dedi. Bu söz hayatımda aldığım en büyük derslerden biri oldu. Bir şeyi başkalarının yapmasını beklememek, ne olursa olsun harekete geçmek gerektiği… Beni Güngör Hanım cesaretlendirdi.2017’de belgeseli yapmaya karar verdiğimde Güngör Hanım da İstanbul’da yaşamaya karar vermişti. Belgesel için yapılan görüşmeler sonra bir dostluğa dönüştü. Bu çalışmalar 80’li yaşlarda olan Güngör Hanıma da iyi geldi. Belgeseli birlikte yaptık. Yolda belgesel de değişti. Belgesel çekmek, araştırma kitabı yazmak gibi, bir yolculuğa benzer. Bu yolculukta sürekli hayat hikâyeleri ile temas ediyorsunuz. Dinlediğiniz hayatlar, hikâyeler sizi değiştiriyor. Zenginleşiyorsunuz. Dolayısıyla belgesel dedeğişiyor. İlhan Mimaroğlu’nun besteci yönünün belgeselini yapayım derken, İlhan – Güngör Mimaroğlu çiftinin hikâyesini anlatmak istedim. O hikâyenin izleyiciye umut vereceğini düşündüm.”

Kökçeoğlu, Türkiye’de belgesel çekmenin çok kolay olmadığına, destek alabilecek pek kurum bulunmadığına dikkat çekiyor: “Delice cesaretimin de dışında, yapımcıyı projeye çekecek bir şey de yoktu elimde. Tutkuyla çalışan çok küçük bir ekip kurduk. Çalışıp, ortaya bir şeyler çıkardıkça destekçilerimiz çoğaldı.Pandeminin hemen öncesinde çalışmalarımız bitti. Osüre içerisinde zamanımın tamamını belgesele ayırdım. Ortaya çıkan sonuç da beni mutlu etti.Yeni projeler için de çalışmalarımız devam ediyor.”

Ataşehir Belediyesi, Sinema Buluşmaları ile Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde her ay bir film ve yönetmenini ağırlamaya önümüzdeki aylarda da devam edecek.

Haber-Foto : Kadir İNCESU

itvhaber

Paylaşın:
Etiketler: » » » » » »
#

SENDE YORUM YAZ