logo

En Büyük Pandemi: Bitmeyen Tüberküloz Salgını

En Büyük Pandemi: Bitmeyen Tüberküloz Salgını

Covid-19 salgını ise tüberküloz ile mücadeleyi olumsuz anlamda etkilerken Türk TORAKS Derneği 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu.

Türk TORAKS Derneği 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü‘nde Açıkladı: Covid-19 salgını tüberkülozu olumsuz etkiledi.

Yüzlerce yıldır devam eden tüberküloz salgını halen daha milyonlarca insanın ölümüne neden oluyor. Covid-19 salgını ise tüberküloz ile mücadeleyi olumsuz anlamda etkilerken Türk TORAKS Derneği 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu.

TEDAVİDE YÜZDE 20 DÜŞÜŞ MEYDANA GELDİ

Covid-19 salgınının 12 ayda, tüberküloz için verilen 12 yıllık mücadeleyi ortadan kaldırdığı belirtilirken dünya genelinde tüberküloz tanı ve tedavisinde yüzde 20 düşüş meydana geldi.

DÜNYADA TÜBERKÜLOZ

2019 yılında dünyada:

● 10 milyon kişi tüberküloz ile hastalanmış,

● 1,4 milyon insan tüberküloz hastalığından ölmüş,

● 465 bin kişi ilaca dirençli tüberküloz basili ile enfekte olmuştur.

2000 yılından bugüne:

● 63 milyon insanın tüberkülozdan ölmesi önlenmiştir.

Tüberküloz salgını 1950’lere dek Avrupa’da, Amerika’da ve Türkiye’de oldukça yaygındı.Salgın dünyada ve ülkemizde etkili tanı, tedavi, aşı ve kontrol önlemleri ile gerilemiştir. Günümüzde tüberküloz salgını Hindistan ve Endonezya başta olmak üzere en çok Asya ve Afrika ülkelerini etkilemektedir. Afrika’da AIDS, tüberküloz salgınını olumsuz yönde etkilemektedir.

COVİD-19 SALGINININ TÜBERKÜLOZ SALGININA ETKİSİ

– COVID-19’un küresel verem savaşına etkisi beklenenden çok daha kötü olmuştur.

– COVID-19 salgını, 12 ayda, verem savaşında 12 yıllık ilerlemeyi ortadan kaldırmıştır.

– COVID-19 salgını, tüberküloz hastalarına ulaşmayı zorlaştırmış ve tedavi hizmetlerini aksatmıştır. Dünya genelinde tüberküloz tanı ve tedavisinde yüzde 20 civarında düşüş meydana gelmiştir. Acil önlemlere ihtiyaç olduğu ortadadır.

Stop TB Ortaklığı, 18 Mart tarihinde Cenevre’de önemli bilgiler paylaşmıştır, buna göre dünyadaki toplam tüberküloz olgularının yüzde 60’ını Bangladeş, Hindistan, Endonezya, Myanmar, Pakistan, Filipinler, Güney Afrika, Tacikistan ve Ukrayna’daki tüberküloz hastaları oluşturmaktadır. 2020 yılında bu dokuz ülkede tüberküloz tanı ve tedavisinde ortalama yüzde 23 (yüzde 14 ile yüzde 41 arası) azalma gösterilmiştir. Bu durum dünyayı verem savaşında 12 yıl önceki tanı ve tedavi düzeyine geriletmiştir.

Hindistan ve Güney Afrika verileri dikkate alındığında, tüberküloz ile birlikte COVİD-19’a yakalanan hastaların 3 kat daha fazla öldükleri görülmüştür. Bu nedenle, yeni olgu ve temaslı muayenesinde hem tüberküloz hem de COVİD-19 testlerinin birlikte yapılması önemli gözükmektedir.

COVID -19 hastalığı için bir yılda yılda çeşitli aşılar bulunmasına karşın, tüberkülozun yüz yıl önce bulunan tek aşısı vardır ve bu aşı da erişkinlerde yeterince etkili değildir. Tedavi konusunda uzun süredir yeni gelişme olmamış olup, ilaçlara direnç giderek artmaktadır.

ÖNÜMÜZDEKİ 5 YILDA EK 6,3 MİLYON YENİ TÜBERKÜLOZ HASTASI

COVID-19’a yönelik 3 ay kapanma ve 10 ay toparlanma süresi içeren önlemlerin uygulandığını varsayan bir modelleme çalışmasına göre, bu senaryo uygulandığı takdirde, tüberküloz hastalarının sağlık hizmetlerine erişimi, tanı ve tedavisi aksayacağından, önümüzdeki 5 yılda ek 6,3 milyon yeni tüberküloz olgusu olabileceği ve tüberküloz nedeniyle 1,4 milyon ek ölüm gerçekleşebileceği belirtilmiştir.

Özetle, Stop TB Ortaklığı, tüberküloz hastalarına ulaşma ve tedavi etmede küresel yatırım yapılmasını ve dünyanın gelecekte havayoluyla bulaşan yeni salgınlara da hazırlanmasını önermektedir.

TÜRKİYE’DE TÜBERKÜLOZUN DURUMU

Ülkemizde 1947 yılında, Dünya Tüberküloz Günü’nün belirlendiği tarihten tam 35 yıl önce Verem Eğitim ve Propaganda Haftası başlatılmıştır. Bu durum, Türkiye’de verem savaşında farkındalık yaratmak ve politik kararlılık sağlamakta önemli rol oynamıştır.

Türkiye’de başarılı bir verem savaş programı yürütülmektedir. Hastaların erken tanısı ve tedavisi, hasta temaslılarının muayenesi ve hastalanma riski taşıyanlara koruyucu tedavi verilmesi uygulamalarını kapsayan bir program sürdürülmektedir. Ülkemizde kayıtlı tüberküloz hasta sayısı 2005 yılında 20.535 iken, 2019 yılında 11.401 olarak tespit edilmiştir. Yıllar içinde nüfusun artmasına ve göç almamıza karşın hasta sayısı düşmüş, toplam olgu hızı yüz binde 29,8’den 13,7’ye gerilemiştir. Sağlık kurum ve kuruluşları birlikte bu mücadelede önemli görevler üstlenmişlerdir. Tüberküloz savaşında en önemli rolü ise, şüphesiz, tüberküloz konusunda deneyimli sağlık çalışanlarıyla, hastalara ücretsiz sağlık hizmet veren Verem Savaşı Dispanserleri oynamıştır.

COVID-19 salgını, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tüberküloz kontrolünü olumsuz yönde etkilemiştir. Verem Savaş Dispanserleri’nde yapılan muayene sayısı, korumaya alınan kişi sayısı, yapılan temaslı muayene sayısı ve bakteriyolojik inceleme sayıları yaklaşık %40 düzeyinde azalırken yeni kayıt edilen tüberkülozlu hasta sayısı %26 oranında azalmıştır. Ülkemizdeki 2020 yılı tüberküloz verileri henüz açıklanmadığı için, COVİD 19’un tüberküloz hastalığına etkisinin boyutlarını henüz tam olarak bilinmemektedir.

COVID-19 salgını nedeniyle, hastalar sağlık kurumlarına ya geç başvurmakta ya da hiç başvurmamaktadırlar. Tüberküloz hastalarına yeterli zaman ayrılamıyor olması, tüberküloz ile ilgili sağlık personelinin filyasyon için görevlendirilmesi, tüberküloz laboratuvar işlemlerinin sayısındaki düşüş, hastaların yeterince takip edilememesi önemli sorunların başında gelmektedir.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de tüberkülozun COVID-19 salgını ile nasıl bir seyir izleyeceği konusunda bilimsel çalışmalara ihtiyaç vardır. Pandemi döneminde tüberküloz tanı ve tedavisinde gerilememek için tecrübeli ve eğitimli sağlık personelin tüberküloz kontrolünde çalışmaya devam etmesi büyük önem taşımaktadır. Salgının bu dönemdeki olumsuz etkilerini düzeltmek için yoğun bir çaba harcamak gereğine ek olarak insanlık, gelecekte yaşanacak yeni salgınlara da şimdiden hazırlıklı olmalıdır.

YÜZLERCE YILDIR DEVAM EDEN SALGIN

1882 yılının 24 Mart’ı tüberküloz hastalığına yol açan basilin bulunduğu tarihtir. Dr. Robert Koch tüberküloz mikrobunu (basil) izole etmiş, kültürde üretmiş, basili tekrar sağlıklı hayvana vererek hastalanmasını gözlemlemiş ve hastalanan hayvanda da aynı basili göstererek tüberküloza bu basilin yol açtığını ispatlamıştır. Bahsi geçen basil, Mycobacteriumtuberculosis’dir.

Bu nedenle 24 Mart günü 1982 yılında Dünya Tüberküloz Günü olarak kabul edilmiştir. Her yıl aynı tarihte tüberküloz konusunda farkındalık yaratılması ve küresel salgının ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmaların anlatılması planlanmıştır.

Tüberküloz salgını yüzlerce yıldır devam etmektedir. Dr. Koch’un tüberküloz basilini bulduğu günlerde, salgın, Avrupa ve Amerika kıtalarında çok önemli boyutlara ulaşmıştı, hastalığa yakalanan her yedi kişiden birisi ölmekteydi. Hastalığın etkeni bulunduktan sonra, hastalığın tedavisi konusunda ise ancak 1940’lı yıllarda ilerleme gösterilmiştir.

itvhaber

Paylaşın:
Etiketler: » » » » »
#

SENDE YORUM YAZ