Son Dakika
Ataşehir’de Duygu Dolu Atatürk’ü Anma Etkinlikleri
Ataşehir Halk Eğitimi Merkezi Üretmeye Devam Ediyor
Ataşehir Kent Konseyi İçerenköy Mahalle Toplantısı Yapıldı
İÇEM Ara Tatil Atölyeleri Çocukları Sürdürülebilir Geleceğe Hazırlıyor
Ataşehir’de Temizlik Süpürme Araçları Hizmete Başladı
Ataşehir Belediye Meclisi Kasım Ayı Çalışmalarını Tamamladı
Evet… Çankırı’da güzel şeyler oluyor dedim. Çankırılılar bunu ÇV (Çankırı Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma vakfı)’yla ÇANDEF ( Çankırılılar Dernekler Federasyonu’na) borçlu görünüyor.
Dün gece, ÇV’nin Geleneksel Dayanışma Gecesi’ne katıldım. Gece beklenmeyecek kadar görkemliydi. O kadar ki bana “Çankırı’da kapitalizm ve buna bağlı olarak sanayi gelişmedi; ama bir olgu olarak Çankırılılar kapitalizminden söz edebiliriz” saptamasını yaptırdı. Çankırılı, sanayici ve iş adamı yetiştirmeyi başardı. O zaman neden kendi bağrından yetişmiş sanayici dışarda iş tuttu da Çankırı’ya daha az uğradı, diye soracak olursanız, derim ki sanayi nazlıdır, yeterince desteklenmeyen yerde görünmez.
Şimdi yeni yeni kent yaşamına uyum sağlamış, yabancılaşmamış (gettolaşmamış) Çankırılı Sanayici ve iş adamları üzerinden, Cumhuriyet modernitesinin, geleneksel kültüre sızmaya başladığını ve benimsendiğini söyleyebiliriz. Cevahir Otel’in lüks salonlarında ve romantik bir ortamda gerçekleşen gecede, bunun örneklerini gözledim. Girişte önce kokteyl (alkolsüz içecekler ve tercihe bağlı olarak Çankırı gazozu) eşliğinde resim sergisi çok dikkat çekiciydi. Üstelik sergi, Çankırı’da uluslararası düzeyde gerçekleşen bir resim çalıştayı sonrası, Çankırı’yı değişik yönleriyle konu alan resimlerden oluşuyor. Çalıştayın yapımcılığını (Küratör, Latince: curatus; İngilizce: curator) resim dersinin neredeyse okullardan kaldırıldığı Türkiye’de, Çankırı Vakfı Başkanı Kaptan Mustafa Can’ın eşi, Ressam Ayşen Can yapıyor. Söylemeye gerek yok ki Çankırı bağlamında, kadının eşinin yanında sosyal yaşama onunla eş bir iş(küratör) kadını ve sanatçı (ressam) olması çok önemli.
Yukarıda da belirttiğim gibi, bütün bunlar, resim, müzik, beden eğitimi, felsefe gibi derslerin neredeyse okullardan kovulduğu, İstiklal Marşı’nın Arapça okunmaya
(Kırıkkale Üniversitesi) başlandığı, “Ben Arabım Bana Türk denmesini hakaret sayarım” (1) diyenlerin hızla yükseldiği ve en büyük ihaleyi kaptığı, fetö benzeri hayır işlerine(!) çok meraklı, eğitimin bile bile yine teslim edildiği, her bakanlıkta cemaatlerin, tarikatların cirit attığı bir kültürel çöküş ve bozulma sürecinde oluyor. Milliyetçilerin, milliyetçilik bayrağını yere düşürdüğü, (bu değerleri de solun ve sosyal demoktatların savunmak zorunda kaldığı) bir Türkiye’de…
Örneğin unutmadan belirtmeliyim. Kitap okuma grupları var; ‘kitap tahlili’ yapıyor, okuduklarını yorumluyorlar. Cengiz Aytmatov’un Toprak Anası’nı, İlber Ortaylı’nın ‘Bir Ömür Nasıl Yaşanır?’ kitaplarını okuyup incelemişler.
Kitap yayınları var. Her yurttaşın mutlaka okuması gereken çok önemli iki kitabı yayınlamışlar: Biri Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali… Hem de Atatürk’ün kendisine görev verip çevirttiği Elmalı Hamdi Yazır’ın çevirisiyle… Yayınladıkları ikinci çok önemli kitapsa Atatürk’ün Nutuk adlı, okumayanın Türk sayılmayacağı ölümsüz yapıtı… Dikkat edin, bunu, Kur’an-ı Türkçesinden okumak günahtır diyen sahte imamlardan geçilmeyen; ‘Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor’ (2) diyenin rektör yardımcısı olabildiği bir Türkiye’de yapıyorlar.
Ankara’nın yanı başında, hep destek verdiği sağ siyasetin sadık ili Çankırı, Türk sağından hakkı olan desteği bulamamış; ama bundan yakındığı da yok. Kendi kendine ayağa kalkmaya çalışmış yıllar yılı, şimdi yürümeye başlıyor. Ankara’ya bir sitem olsun yollamayan Çankırı, belki Cumhuriyet’e ve Atatürk’e saygısını, sevgisini açık açık duyururken, bir şeyler söylemek istiyor bugünü de yöneten aşırı sağ, dinci ve kinci siyasete… Bunu Çankırı Belediye Başkanı’nın konuşmasının sonunda yaptığı Atatürk vurgusunda okuyabiliyoruz.
“Yedi kat yerin altından uğultular geliyor. Çok alâmetler belirdi, vakit tamamdır. Haram sevaboldu, sevap haramdır. Ak kurt, kara tahtayı daha bir yol kemirir, çekin ki körükleri ateşe girdi demir.” (N. Hikmet)
Anlayana, okuyabilene…
Çankırı’da güzel şeyler oluyor, diyorum.
Yoksa ben çok mu iyimserim?
Ne dersiniz?
Ferhat Özen
(1) “Bana Türk demeyin ben Arabım, bana Türk denilmesinden utanırım” Siirtli iş adamı Ethem Sancak
(2) Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı
Etiketler: ÇANDEF » Çankırı » Çankırı Eğitim » Kültür ve Yardımlaşma vakfı » Mustafa Can » ResimİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
06 Mart 2024 Ataşehir, Ataşehir Belediyesi, Gündem, Köşe Yazıları, Manşet, Siyaset, Son Dakika, Üst Manşet
17 Aralık 2023 Köşe Yazıları
09 Kasım 2023 Köşe Yazıları
28 Ekim 2023 Köşe Yazıları