logo

Cumhuriyet’in Muhteşem Kadını TÜRKAN SAYLAN


admin
cemil_kirim@hotmail.com

11 yıl önce 2009, 18 Mayıs’ta Türkiye’nin en muhteşem kadınlarından birini kaybettik. Bir nisan günüydü.. TV’lerde Arnavutköy’deki evinin polislerce  basıldığını öğrendim ve oraya koştum.

Bütün ömrünü hizmetine vakfettiği sevgili milletinin emniyeti, darbe destekçisi suçlaması ile kanıtlar yakalamak üzere kemoterapi tedavisi gören bu azizenin evini basıyordu. Evin önünde büyük bir kalabalık vardı ve gittikçe artıyordu. Sevgili Türkan penceresinden kalabalığa sakin olun ricasında bulunuyordu. Nebil Özgentürk”ün KUĞU adını verdiği belgeselinde bu sahneleri izleyebilirsiniz. Saylan’ın yaşam hikayesi güzel yurdumuzun dramının hikayesi gibidir.

O, bir aydınlanma, uygarlık, hümanizm, kadın hakları mücadelelerinin  simge ismidir.

Yorulmak bilmeden Atatürk’ün yolunda bu milletin en büyük ihtiyacını karşılamak, en büyük yoksunluğunu gidermek için eşsiz bir çaba göstermiş ve başarmıştır. Ama Nazım Hikmet’in dediği gibi “onlar ümidin düşmanıdırlar sevgili, akan suyun, gelişen toplumun” Yurtseverlere eziyet edeceklerdir… Ardından “zıbarıp gitti. Cehennemde onu zebaniler karşılayacak, Atatürkçüleri yanına çağırsın diye seslenen yurttaşlarımız olmuştur. Bir başkası da ”kendisine hep içimde kin ve nefret vardı, onu atamadım, inşallah fikirleri de kendisi ile ölür, yok olur” diyor. Ne acı değil mi?

Düşünün ki bunlar Atatürk’ün gökten yere indirdiği egemenliğin sahipleridirler. Aslında bunlar zavallı insanlardır. En hayırlı tarikatın medeniyet tarikatı olduğunu algılamaları, Atatürk’ü anlamaları engellenmiştir. Sandık demokrasisi  ile iktidarı ele geçiren sağcı, tarikatçı, ümmetçi oy peşindeki politikacıların ürünleridir bu insanlar. İnançların beslediği cehalettir. Karl Marks “cehalet ayrıcalıklı sınıfın elinde ustaca kullandığı bir  silahtır” diyor.

Dilimiz varmıyor söylemeye ama Türkiye’nin önde gelen sorunudur dogmalarla beslenmiş cehalet. Doğan Kuban ve Özdemir İnce bu konuyu inandırıcı örneklerle defalarca yazdılar. Bir de nur topu gibi postmodern neoliberal solcu evlatlarımız, yurttaşlarımız olmuştur. Onların önde gelenlerinden biri (A.İ) bakınız ne diyor,

“ÇYDD ve benzer telden çalan kuruluşlara hakim olan ve demokratik toplumsal beraberlik açısından son derece sorunlu, dışlamacı tavırlarla, ideolojik ve siyasal planda mücadele etmek gereğini dile getirdikten sonra, ÇYDD’nin hayır işi gibi gözüken çalışmalarının bile tümüyle ideolojik bir arka plana sahip olduğunu belirterek, bu arka planın darbecilerle ayni düzlemde yer aldığına  dikkat çekiyor.

İşte bu sözde solcular Türkan Saylan’ın bu emsalsiz  yurtseverlik ve idealizmini böyle anlıyorlar ..

40 yıl yakın arkadaşlık ettiğim bu insan doğrusu hepimizin eksiğini de giderme çabası içinde olmuştur. Türkan Lepra çalışmaları nedeni ile Hindistan’da Ghandi ödülünü aldı. Uluslararası Lepra dernekleri üyesi oldu. Sayısız ödülü var. Başardıkları dünya çapındadır.

Ne kadar hazindir, on binlerce genç kızımıza eğitim olanağı sağlayan böyle bir kadını cehenneme, zebanilere  layık  gören, onu nefretle anan  yurttaşlara sahip oluşumuz. Biz yeterli bir eğitim görmüş yurttaşların bu ülkeye borcumuz var, özellikle eğitimden yoksun kalmış olanlara.. Hele o istiklal savaşının kadınlı erkekli kahramanlarının hakkını kolay ödeyemeyiz.

Türkan bunu en iyi gerçekleştiren biri olmuştur. Lepra ile başlayan Türkan, eğitime özellikle kız çocuklarının eğitimine öncelik verdi. Çağdaş yaşam ve uygarlık onun hedefi oldu. Ne mutlu ki büyük ilgi ve destek gördü.

90’larda Yök zorbalığına karşı öğretim üyeleri derneğinde birlikte mücadele verdik. Sevgili Türkan’ı evine yapılan baskından bir ay sonra kaybettik. Arkadaşımız Aysel Çelikel, uygar bir kadın duyarlığı ile onun görevini devir aldı ve ayni çizgide ÇYDD’nin misyonunu ayni çizgide devam ettirdi. Dernek  onun yönetiminde de saygınlığını korudu.

Bu yıl yeni bir değişim oldu ve Saylan’ın başlıca yardımcılarından Ayşe Yüksel başkanlığı üstlendi. Çalışkan bir yurtseverdir Ayşe Yüksel..Türkan Saylan Türk Milleti var oldukça şükranla anılacaktır. Bu millet, Atatürk’ü olduğu gibi onu da tümü ile minnetle sevgi ve özlemle anacağı aydınlık günlere mutlaka kavuşacaktır.

Prof. Dr. Coşkun ÖZDEMİR

MAKALE LİNKİ

Paylaşın:
Etiketler: » » » » » » »
Share
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yüksek Seçim Kurulu Ataşehir’de Başkanlık İçin Yarışacak Adayları Açıkladı

    06 Mart 2024 Ataşehir, Ataşehir Belediyesi, Gündem, Köşe Yazıları, Manşet, Siyaset, Son Dakika, Üst Manşet

    Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan Yerel Seçimlerde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu kabul edilen isimleri açıkladı. Recep Kenan / itvhaber.com 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu yapanlardan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından adaylığı kabul edilen isimleri açıkladı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yapılan açıklamada, 31 Mart yerel seçimleri Ataşehir Belediye Başkan adaylığı kesinleşen isimler ilan edildi. ATAŞEHİR’DE 1 BAĞIMSIZ 19 ADAY SANDIK Y...
  • ‘CHP İstanbul İlçe Başkan Adayları Netleşiyor’ mu?

    17 Aralık 2023 Köşe Yazıları

    Önceki gün toplanan CHP Parti Meclisi (PM) toplantısında belirlenen 4 Büyükşehir Başkan adayı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı da açıklandı. Recep Kenan / itvhaber.com CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel tarafından CHP Parti Meclisi (PM) toplantısının ardından yapılan açıklamada, 4’ü Büyükşehir, 6 il ile birlikte 227 seçim bölgesinin belediye başkan adayının belirlendiği kaydedildi. CHP’nin 31 Mart 2024 yerel seçimleri belediye başkan adaylarının bir bölümünün ay sonuna kadar, kalan adaylıkların ise; anket, eğilim yoklaması ya ...
  • SEN ÖLMEDİN Kİ!

    09 Kasım 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz otuz sekiz. Kasım’ın onu. Hatta saat dokuzu beş geçiyor. Dolmabahçe’deve ülkede matem havası. Bedenen bitmiş bir yaşam süreci ama fikren bitmemiş ve hiç tebitmeyecek bir zaman süreci. Çünkü, bir söylevinde şöyle diyordu Gazi Mustafa Kemal Atatürk;“Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebetyaşayacaktır.” Başka bir söylevinde de “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demekdeğildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” İşte bu söylevlerine ...
  • YÜZÜNCÜ YILINDA CUMHURİYET

    28 Ekim 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz yirmi üç hem de yirmi dokuz ekim. Hatta bir gün öncesi, yirmi sekiz ekimde. Gazi Mustafa Kemal devleti yönetecek kadrolarıyla meclis kürsüsünde “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.” Tüm meclis olağanüstü bir refleksle alkış tufanına boğulur. Neden mi? Tabi ki, yıllar süren esaret. Özgürlüğe susamışlık. Tek adamlık ve işgalden kurtulmak. Demokrasiye geçmek. Halkın egemenliği. Ve nihayet 29 Ekim’de Cumhuriyet ilan ediliyor.  Demokrasiye geçiliyor. Tek adamlıktan kurtulunuyor. Halkın iktidarı gerç...