logo

DOĞUNUN EKSPRESİ


Yaşar Geler
yasargeler@hotmail.com

Cumhuriyetin kuruluşunun hemen sonrasında yurdun dört bir tarafının demir ağlarla örülmesi projelerinden birisiydi Kars demir yolu projesi. Bu kararla birlikte yapılan projeler sonrasında İstanbul Haydarpaşa’dan hareketle Kars’a kadar uzanan bir yolculuk aracıydı doğuya giden ekspres yani şimdiki adıyla Doğu Ekspresi.

     O yıllarda otobüs vb. ulaşım araçları olmadığından çok değerli bir ulaşım biçimi olarak duruyor bu demir yolu aracı. Doğu batı arasında diğer bir ulaşım aracı da Karadeniz üzerinden yapılan Gemi taşımacılığıymış. İnsanların bu iki yolu da tercih etme nedeni hem ulaşım hem de taşımacılık olarak kullanılmaktaymış. İnsanlar özellikle hayvanlarını satmak üzere bu ulaşım araçlarını tercih ediyorlarmış. Ancak, biz şimdi demir yolu ulaşımından söz edelim.

     Doğu ekspresi yani doğu treninin asıl önemi bence 6 Ekim 1924 tarihidir. Yani Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kars’a gelişi bu araçla olmuştur. Bu esnada tüm Kars halkı Kars tren garına dökülmüş ve Gaziyi kendisi için yazılan ve söylenen şu oyunla karşılamışlardı.

Hoş gelişler ola,

Mustafa Kemal Paşa.

Askerin, milletin,

Bayrağınla çok yaşa.

Arşarşarş,

İleri ileri.

Arş ileri, marş ileri

Türk’ün askeri…

İşte halk sevgisi böyle bir şeydir. Halk sevdiği insanı böyle bağrına basıyor. Daha ne olsun, işte Doğu Ekspresi’nin var oluşu ve başlangıcı böyle başlar. Sonralarda ise bu tren seferleri çok yoğun bir şekilde sürerek devam eder. O zamanlar yolculuklar öyle kısa süreli olmazdı. Üç gün üç gece süren yolculuklarla insanlar hedefledikleri yerlere varırlardı. Hatta benim de bu trenle tanışmam 1977 yılına gider. Liseden daha yeni mezun olmuştuk ki, ilk kez tren yolculuğumuz üniversite sınavları için Erzurum’a olmuştu. Onlarca öğrenci birlikte bindiğimiz kompartımanda şarkılar, türküler ve sohbetler içerisinde yaklaşık beş altı saatlik bir yolculuktan sonra Erzurum’a varabilmiştik. İlk kez ve ilk heyecandı trene binmek. Taka tuka sesleri arasında büyük bir heyecan ve zevkle yolculuğumuz gerçekleşiyordu. Bir de dönüşü olmuştu bu yolculuğun ama doğaldır ki, ilk gidiş kadar heyecanı kalmamıştı.

     Bu trene ait onlarca öykü, onlarca anlatım dinledik. Hatta uzun yolculuklar içerisinde aşık atışmaları vs. de işin farklı güzelliğiymiş. Neyse biz biraz daha yakın zamana dönelim. Uzun yolculukların yerini otobüs, otomobil, kamyon vs. alınca trenin çok cazibesi kalmadı. Evet, seferleri sürmekte olup, cazibesi azalan bir yolculuk şekline dönmüştü. Buna göre hem insanlar hem de yöneticiler farklı cazibe alanları oluşturmak üzere kafa yormuş olmalılar ki, bölgenin turizm merkezine dönüşme fırsatı ortaya çıkmaya başladı. Yani Kars ve Ardahan bölgesinde o kadar çok turizm alanı vardı ki saymakla bitmez. Örneğin, Ani Harabeleri, Kars merkezdeki eski cami, köprü, külliye, hastane ve askeri binaları, taş yapılar, Sarıkamış kayak merkezi ve eski taş yapılar, hanlar, hamamlar. Ardahan bölgesine geçince Çıldır Gölü ve çevresi, Şeytan Kalesi, Kurtkale Vadisi ve meyve bahçeleri, Sınır kapıları, Aşık Şenlik Anıtı ve mezarı, Damal Atatürk Silüeti, Yalnızçam kayak tesisleri ve ormanları, Posof’un yeşil doğası, Göle’nin kaşar atölyeleri, Hanak ormanları, Ardahan Kalesi ve taş yapı kongre merkezleri ve yerleşim alanları gibi onlarca turist çekebilecek alanlar.

     Yukarıda saydığım onlarca turizm merkezi dikkate alındığından olsa gerek ki, turizm treni oluşturma fikri ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, turistik doğu ekspresi seferleri olup bölgeye farklı bir turizm ivmesi kazandırmıştır. Ancak yeterli olmuş mudur? Tabi ki hayır. Yeterli olması için bu tren yolunun mutlak olarak Çıldır ilçesine kadar uzatılması ve bu ekonomik canlılığın Çıldır ve Ardahan geneline yansıtılması gerekmektedir.      Doğu Ekspresi, bölgeye muhteşem bir renk katacak, ekonomiyi canlandıracak, insanların yaşam kalitesini daha da yükseltecektir. Kış aylarında Doğu Ekspresi ile Çıldır’a gelen yerli ve yabancı turistler buz üzerinde halaylar çekecek, şarkılar, türküler söyleyecek, Eskimo usulü balık avlayacak, avladıkları balıkları nefis doğal tere yağında kızarttıktan sonra midelerine indirecek, buz üstünde yakılan semaver sobalarında demlenen tavşan kanı çaylarını yudumlayıp içlerini ısıtacak ve atlı kızaklarla buz ve kar üstünde gezintiler yapacak ve akşamda bölgeye has yapılı otellerinde eğlenceli akşam yemeğinin ardından günün yorgunluğunu çıkaracaklardır. İşte, Doğu Ekspresi’nin Çıldır için böyle bir özelliği ve güzelliği vardır. Çıldır ve Çıldır’ı tanımak isteyen herkes için bu bilincin geliştirilmesi gerekmektedir.

Paylaşın:
Etiketler: » » » » »
Share
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yüksek Seçim Kurulu Ataşehir’de Başkanlık İçin Yarışacak Adayları Açıkladı

    06 Mart 2024 Ataşehir, Ataşehir Belediyesi, Gündem, Köşe Yazıları, Manşet, Siyaset, Son Dakika, Üst Manşet

    Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan Yerel Seçimlerde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu kabul edilen isimleri açıkladı. Recep Kenan / itvhaber.com 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu yapanlardan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından adaylığı kabul edilen isimleri açıkladı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yapılan açıklamada, 31 Mart yerel seçimleri Ataşehir Belediye Başkan adaylığı kesinleşen isimler ilan edildi. ATAŞEHİR’DE 1 BAĞIMSIZ 19 ADAY SANDIK Y...
  • ‘CHP İstanbul İlçe Başkan Adayları Netleşiyor’ mu?

    17 Aralık 2023 Köşe Yazıları

    Önceki gün toplanan CHP Parti Meclisi (PM) toplantısında belirlenen 4 Büyükşehir Başkan adayı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı da açıklandı. Recep Kenan / itvhaber.com CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel tarafından CHP Parti Meclisi (PM) toplantısının ardından yapılan açıklamada, 4’ü Büyükşehir, 6 il ile birlikte 227 seçim bölgesinin belediye başkan adayının belirlendiği kaydedildi. CHP’nin 31 Mart 2024 yerel seçimleri belediye başkan adaylarının bir bölümünün ay sonuna kadar, kalan adaylıkların ise; anket, eğilim yoklaması ya ...
  • SEN ÖLMEDİN Kİ!

    09 Kasım 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz otuz sekiz. Kasım’ın onu. Hatta saat dokuzu beş geçiyor. Dolmabahçe’deve ülkede matem havası. Bedenen bitmiş bir yaşam süreci ama fikren bitmemiş ve hiç tebitmeyecek bir zaman süreci. Çünkü, bir söylevinde şöyle diyordu Gazi Mustafa Kemal Atatürk;“Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebetyaşayacaktır.” Başka bir söylevinde de “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demekdeğildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” İşte bu söylevlerine ...
  • YÜZÜNCÜ YILINDA CUMHURİYET

    28 Ekim 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz yirmi üç hem de yirmi dokuz ekim. Hatta bir gün öncesi, yirmi sekiz ekimde. Gazi Mustafa Kemal devleti yönetecek kadrolarıyla meclis kürsüsünde “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.” Tüm meclis olağanüstü bir refleksle alkış tufanına boğulur. Neden mi? Tabi ki, yıllar süren esaret. Özgürlüğe susamışlık. Tek adamlık ve işgalden kurtulmak. Demokrasiye geçmek. Halkın egemenliği. Ve nihayet 29 Ekim’de Cumhuriyet ilan ediliyor.  Demokrasiye geçiliyor. Tek adamlıktan kurtulunuyor. Halkın iktidarı gerç...