logo

HUZUR İSTİYORUZ


Yaşar Geler
yasargeler@hotmail.com

Seçimlere birkaç adım kaldı. Koskocaman zamanı arkada bıraktık yeni bir zaman dilimine girebilmek için gün sayıyoruz. Koskocaman zaman dediğim öyle azımsanacak bir zaman değil. Kocaman bir yüz yıl. Şimdi de ikincisine hazırlandığımız kocaman ikinci yüz yıl var önümüzde. 

Ancak, şöyle bir geçen zamanı düşündüğümüzde özellikle de seçim havasına girdiğimiz şu son birkaç aydır olup bitene baktığımızda hiç iç açıcı olmayan, huzurumuzu kaçıran, neredeyse insanların birbirlerine nefretle baktıkları bir süreç işliyor. 

Toplum tedirgin, toplum gergin. Belki bile isteye yapılıyor bu durum onu da bilemiyorum ama toplumun hiç de mutlu ve huzurlu olmadığını görüyorum. Mutlu bir azınlığın çevresinde toplanan mutsuz yığınları görünce içimiz parçalanıyor. Oysa bizler ne kadar mutlu ve huzurlu yaşayan bir millettik!

Peki, bunu kim ya da kimler yapıyor? Doğaldır ki mutsuz çoğunluğa yön vermeye kalkan mutlu azınlık siyasi otoriteler yapıyor. Bu kanıya nerden vardığımızı düşünenler olabilir. Bunun için de şunu söylemek gerekiyor. Hemen yurdun her köşesinde TV kanalları, sosyal medya, internet ortamları, haberleşme grupları vb. onlarca kanaldan aldığımız mesaj bu değil midir? Yoksa benim algılarımda bir sorun mu var, bilemiyorum?

Gün geçmiyor ki konuşan her siyasetçi bir tehdit dili, bir aşağılama, bir belden aşağı vuruş, bir kin ve nefret söylemiyle karşımıza çıkıyor. Doğal olarak da bu söylemler taraftarları oldukları insanları çok ama çok tedirgin ediyor, derinden etkiliyor ve toplum artık insanlar biri birine düşman gözüyle bakıyor. Ayrışmış ve kutuplaşmış toplumların sağlıklı bir yaşamsal süreç yürütemeyeceklerinin geçmiş tarihimizden örnekleri vardır. Siyasileri bu psikolojik çözünmeyi artırıcı, bölücü ve nefret duygularını geliştirici söylemlerden mümkün oldukça uzak durmaya davet ediyorum. Yarın seçim bitecek ve biz bu ülkenin seksen beş milyon insanı yine bir arada yaşamaya devam edeceğiz. Yoksa böyle nefret ve kinle hangi insan, hangi toplum başarı elde edebilir, nasıl mutlu ve huzurlu olabilir.

Kardeşim bu ülkede her ne kadar kör topal işlese de bir adalet, bir yargı sistemi var. Gidin oraları kullanın. Toplumu gerici söylemlerle aklımızı bozmayın, aklımızla alay etmeyin. Bir de her gün bir siyasi çıkıyor, ha bak seninle ilgili elimde şu var, bu var. Bak açıklayacağım. Bak kaset yolda vb. söylemlerle toplumu olumsuzluğa sevk eden, negatif düşünceye yönlendiren söylemlerle beynimizi karıştırıyorsunuz. Ya arkadaş elinde bilgi ya da belge varsa, bu da toplumun bilmesi gereken bir bilgiyse açıklayın bitsin gitsin. Nedir bu insanların aklını karıştırmak? 

Bizler, yani mutsuz çoğunluk olan toplumun asil unsurları çok ama çok huzursuzuz. Artık huzur istiyoruz. Ya her şeyden vaz geçtik, bir gram da olsa huzura ihtiyacımız var. Huzurumuzu bozmayın, sizden başka bir şey istemiyoruz. Mal, mülk, para, pul, mevki, makam sizin olsun.

Bir parça karnımızı doyuracak ekmek, insan onuruna yakışan bir yaşam ve bir parça da huzur bize yeter. İstediğimiz tek şey; huzur, huzur, huzur!

Yaşar GELER

Paylaşın:
Etiketler: »
Share
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SEN ÖLMEDİN Kİ!

    09 Kasım 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz otuz sekiz. Kasım’ın onu. Hatta saat dokuzu beş geçiyor. Dolmabahçe’deve ülkede matem havası. Bedenen bitmiş bir yaşam süreci ama fikren bitmemiş ve hiç tebitmeyecek bir zaman süreci. Çünkü, bir söylevinde şöyle diyordu Gazi Mustafa Kemal Atatürk;“Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebetyaşayacaktır.” Başka bir söylevinde de “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demekdeğildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” İşte bu söylevlerine ...
  • YÜZÜNCÜ YILINDA CUMHURİYET

    28 Ekim 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz yirmi üç hem de yirmi dokuz ekim. Hatta bir gün öncesi, yirmi sekiz ekimde. Gazi Mustafa Kemal devleti yönetecek kadrolarıyla meclis kürsüsünde “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.” Tüm meclis olağanüstü bir refleksle alkış tufanına boğulur. Neden mi? Tabi ki, yıllar süren esaret. Özgürlüğe susamışlık. Tek adamlık ve işgalden kurtulmak. Demokrasiye geçmek. Halkın egemenliği. Ve nihayet 29 Ekim’de Cumhuriyet ilan ediliyor.  Demokrasiye geçiliyor. Tek adamlıktan kurtulunuyor. Halkın iktidarı gerç...
  • FİLLER TEPİŞİR, ÇİMENLER EZİLİR

    21 Ekim 2023 Köşe Yazıları

    Filler, malum ki cüssesi büyük hayvanlar. Ağırlıkları itibariyle, altında kalanları ezme gibi bir güçleri vardır. Çimenler ise, yeryüzü bitkisi olarak altta bulunan en narin bitkilerdendir. Yani aslında bu yazımın konusu filler ve çimenler değildir tabi ki. Filler ve çimenler semboldür ve bir benzetmedir. Bu yazıda asıl olan, dünya ekseninde gelişen olaylar, savaşlar ve masumlardır. Yer yüzünde milyarlarca insan yaşıyor. Bu insanların bir kısmı din, bir kısmı mezhep, bir kısmı siyasal vs…ayrımlara uğramış durumdadır. Ülkeler oluşmuş,...
  • GELECEĞİN SAVAŞI BEYİN SAVAŞLARI

    13 Ekim 2023 Köşe Yazıları

    Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir paylaşım gördüm ve gerçekten hem çok hoşuma gitti hem de beni çok düşündürdü. Ben de bu paylaşımı yorumlamaya karar verdim. Buyurun gelin bu yorumu sizlerle birlikte paylaşalım. Mustafa Kemal Atatürk, geleceğin savaşı beyin savaşı olacaktır. Bu savaşın zaferi eğitim yoluyla kazanılacaktır. Hasan Âli Yücel, insan olarak yaşayabilmek için hava gibi, su gibi doğal koşullar arasında eğitim öğretim ve kültür de bulunacaktır. İsmail Hakkı Tonguç, elimden gelse bütün dünya okullarının programlarına ...