logo

KENETLENME ZAMANI


Yaşar Geler
yasargeler@hotmail.com

Yaklaşık üç aydır dünya ülkeleri KORONA VİRÜS denilen bir illetle uğraşmaya başlamış olup, ilk belirtilerinin görüldüğü ve binlerce can aldığı, belki yüz binlerce de insanı hasta ettiği gerçeği ortadadır. Hatta buna bağlı olarak neredeyse dünya ülkelerinin ekonomilerinin çökme noktasına geldiği herkes ve her kesim tarafından bilinen bir gerçektir. Ne yazık ki bu durumdan ülkesinde bu virüs illeti olmayan ülkelerde aynı derecede etkilenmektedirler. Zira dünyanın neresinde olursanız olun,insanlık biri birine ihtiyaç duyan insan ve toplum kitlelerinden oluşmaktadır. Birisi diğerinin içeceğine muhtaçken, diğeri diğerinin tarım ürünlerine, bir başkası başkasının hayvansal ürünlerine, bir başkaları birilerinin sanayi ürünlerine, insan iş gücüne, akıl gücüne, fikrine, zikrine, bilimine, ilmine, teknolojisine vb. birçok alanda yaşamsal istek ve gerekliliklerine gereksinim duymaktadır.  Öyle yeryüzünde sadece ben olayım, benim ülkem ya da benim halkım, toplumum vs. olsun diyemezsiniz.

Yeryüzünde oluşmuş dengede tüm canlıların biri birine gereksinimleri olduğu gibi, cansız varlıklara da gereksinimleri vardır. Havaya, suya, güneşe, taşa, toprağa aklınıza her ne gelirse gelsin, her şeye gereksinimimiz vardır. O halde var olan ve gereksinim duyduğumuz insandan hayvana, bitkiden her şeye kadar var olan her şeyin değerini bilmeliyiz ve evrende birlikte yaşamamız gerektiğini de anlamamız gerekiyor. Yoksa ben olayım, ben yaşayayım, ben kurtulayım gibi egoist, bencil tutumlardan vazgeçmeliyiz. Böyle toplumsal ve küresel ihtiyaçları fark ederek davranamadığımız sürece bu virüs ve belki ileride benzeri türevlerini yaşayacağımız olumsuzluklardan kurtulamayacağımız açıkça ortadadır.

Düşünelim bir kere;

Güneş, hava, su, toprak olmadan yaşam olur mu?

Köylü olmadan kentte yaşam kolay olur mu?

Kentli olmadan köyde yaşam olur mu?

Sanayici olmadan tarımla uğraşanlar rahat eder mi?

Hayvancılıkla uğraşanlar olmadan insanlar sağlıklı beslenebilir mi?

Ulaşım olmadan, sosyal yaşam olur mu?

İletişim olmadan haber alma şansınız var mı?

Öğretmen olmadan bilgi aktarımı nasıl gerçekleşir?

Sağlıkçılar olmadan sağlığımızı koruyabilmemiz mümkün mü?

Asker, polis olmadan güvenliğinizi sağlayabilir misiniz?

Mühendisler ya da mimarlar olmadan sağlıklı yapılar ya da teknolojik ürünler üretebilir misiniz?

Terziler olamadan düzenli örtünebilir misiniz?

Fırıncı, kasap, manav, bakkal, vb. yerler olmadan sağlık ve düzenli beslenebilir misiniz?

Bu soruları sürdürmek isterseniz, günlerinizi ya da aylarınızı vermeniz gerekir. Çünkü bu bir yaşam zinciri ve bu zincirin bir danesi koptuğunda yaşamınız da yavaş yavaş sonlanacaktır. Demek ki neymiş, yaşadığımız bu evrende sadece ekmeye, suya ya da havaya değil her şeye her varlığa bir diğerinin gereksinimi var.

          Şimdi yeryüzünde birlikte yaşamayı bırakalım ne yazık ki kendi öz sınırlarımız içerisinde bile biri birimize ihtiyacımızın olduğunu, birimiz olmadan diğerimizin olmasının bir anlamı olmadığını bile anlayabilmiş değiliz. Ne zaman ki bir bela başımıza musallat oluyor, o zaman düşman olarak gördüğümüz insanlara bile el avuç, kucak açabiliyoruz. O halde bugünden tezi yok, gelin yaşamımızda olumlu değişiklikler yapalım.

Nasıl mı? İşte böyle:

Siyasi anlaşmazlıkları, etnik ayrışmaları, mezhepsel, dinsel inanışlarımızı, fikir ayrılıklarımızı, yaşam tarzlarımızı, biri birimize olan kinimizi, kibrimizi, ukalalığımızı, hor görme duygularımızı, egolarımızı, ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı dil yapımızı, başkasından önde olma hırsımızı, çok kazanayım başkası bana muhtaç olsun düşüncemizi, insanlıktan çıkmış duygularımızı bir kenara atalım, insan olmayı önceleyelim. 

Adil, hak ve hukuk kurallarına uygun, adaletli, paylaşımcı ve kısaca insanca yaşamayı öne alalım.

İnsan olduğumuzun farkına varalım.

Ben olmadan senin olamayacağını ya da sen olmadan benim olmamın bir anlamı olamayacağını anlayalım. Bu durum kişisel olarak neyse, uluslar olarak ta öyledir. Çünkü tüm insanlığın bir birine ihtiyacı var.

Yaşar GELER

Paylaşın:
Etiketler: » » » » » »
Share
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yüksek Seçim Kurulu Ataşehir’de Başkanlık İçin Yarışacak Adayları Açıkladı

    06 Mart 2024 Ataşehir, Ataşehir Belediyesi, Gündem, Köşe Yazıları, Manşet, Siyaset, Son Dakika, Üst Manşet

    Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan Yerel Seçimlerde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu kabul edilen isimleri açıkladı. Recep Kenan / itvhaber.com 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu yapanlardan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından adaylığı kabul edilen isimleri açıkladı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yapılan açıklamada, 31 Mart yerel seçimleri Ataşehir Belediye Başkan adaylığı kesinleşen isimler ilan edildi. ATAŞEHİR’DE 1 BAĞIMSIZ 19 ADAY SANDIK Y...
  • ‘CHP İstanbul İlçe Başkan Adayları Netleşiyor’ mu?

    17 Aralık 2023 Köşe Yazıları

    Önceki gün toplanan CHP Parti Meclisi (PM) toplantısında belirlenen 4 Büyükşehir Başkan adayı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı da açıklandı. Recep Kenan / itvhaber.com CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel tarafından CHP Parti Meclisi (PM) toplantısının ardından yapılan açıklamada, 4’ü Büyükşehir, 6 il ile birlikte 227 seçim bölgesinin belediye başkan adayının belirlendiği kaydedildi. CHP’nin 31 Mart 2024 yerel seçimleri belediye başkan adaylarının bir bölümünün ay sonuna kadar, kalan adaylıkların ise; anket, eğilim yoklaması ya ...
  • SEN ÖLMEDİN Kİ!

    09 Kasım 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz otuz sekiz. Kasım’ın onu. Hatta saat dokuzu beş geçiyor. Dolmabahçe’deve ülkede matem havası. Bedenen bitmiş bir yaşam süreci ama fikren bitmemiş ve hiç tebitmeyecek bir zaman süreci. Çünkü, bir söylevinde şöyle diyordu Gazi Mustafa Kemal Atatürk;“Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebetyaşayacaktır.” Başka bir söylevinde de “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demekdeğildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” İşte bu söylevlerine ...
  • YÜZÜNCÜ YILINDA CUMHURİYET

    28 Ekim 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz yirmi üç hem de yirmi dokuz ekim. Hatta bir gün öncesi, yirmi sekiz ekimde. Gazi Mustafa Kemal devleti yönetecek kadrolarıyla meclis kürsüsünde “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.” Tüm meclis olağanüstü bir refleksle alkış tufanına boğulur. Neden mi? Tabi ki, yıllar süren esaret. Özgürlüğe susamışlık. Tek adamlık ve işgalden kurtulmak. Demokrasiye geçmek. Halkın egemenliği. Ve nihayet 29 Ekim’de Cumhuriyet ilan ediliyor.  Demokrasiye geçiliyor. Tek adamlıktan kurtulunuyor. Halkın iktidarı gerç...