logo

KORONAFOBİ


Yaşar Geler
yasargeler@hotmail.com

İçimden çok ilginç bir konuyla ilgili bir şeyler yazmak geldi. Nedeni de twitter hesabımla dolanırken gördüğüm bir paylaşım dikkatimi çekti. Bu paylaşım genç bir öğretmenimize aitti. Tıbben belki tanısı konulmamış ama tıbben bir kategoriye dahil edilebilir diye düşündüm. Yani bu yazımın özünü korku, fobi ve anksiyete terimleri ve konusu oluşturacak. Tabi ki bunu yapabilmek için terimlerin anlamlarını açıklamak gerekir. Her ne kadar bir psikyatr ya da psikolog değilsem de aklımı meşgul eden konulara çözüm aramak sorumluluğum olduğunu düşünüyorum. Çünkü yaklaşık kırk küsur yıldır, 6-65 yaş aralığında her türden insanla yüz yüze geldim. Bir nevi insan sarrafı olduk diyebilirim. Neyse sadede gelelim. Öncelikle korku, fobi, anksiyete terimlerini açıklayalım.

     Korku duygusu sadece korkulan obje ile yüzleşmek zorunda kalındığında ortaya çıkar. 

     Fobi de ise durum daha çok korkunun kendisinden korkmak olarak değerlendirilir. Hatta ben buna “Korkunun Korkusu” diyorum.  Günlük hayatta korkuyu tetikleyecek şeyleri düşünmeye başlamak ve korkuyu tetikleyecek şeylerden kaçınmak fobiyi oluşturur.

     Anksiyete, herhangi bir stresör sonucu bireylerin içinde bulunduğu endişe, kaygı ve bunalım gibi durumları içermektedir. Anksiyetenin normal düzeylerde olduğunda gerekli olduğunu ancak aşırı olması durumunda bireyin yaşamını negatif yönde etkileyerek, sosyal ve kişisel yaşamını sınırlandırdığı belirtilmiştir. Kısaca bu terimin birbiriyle iç içe geçmiş hali de diyebiliriz.

     Şimdi de Korona terimini açıklayalım. Korona, kısaca gribal bir virüs hastalığıdır. Bu lanet öyle bir hastalıklı virüs ki henüz kesin bir ilaç ve tedavi yöntemi dahi uygulanamayan bir hastalık türüdür. Ancak, bir aşı ile bu hastalığa yakalanabilme riskini azaltabilmek için çabalıyor sağlık bilimciler.

Fobinin ya da korkunun birçok türü vardır. Bunlardan birkaçını örnekleyelim:

Agorafobi: Açık yer ya da kalabalık korkusu
Ailurofobi: Kedilerden korkma
Akluofobi: Karanlıktan korkma
Belonefobi: İğnelerden korkma
Bibliyofobi: Kitaplardan korkma
Datafobi: veriden korkma
Dentofobi: dişçiden korkma
Elektrofobi: elektrikten korkma
Emetofobi: kusmaktan korkma
Farmakofobi: ilaçlardan korkma
Gametofobi: evlenmekten korkma
Haptofobi: dokunulmaktan korkma
İslamofobi: İslamdan ve müslümandan korkma
Jinefobi: kadınlardan korkma
Kenofobi: karanlık korkusu
Manyofobi: delirmekten korkma

Daha yüzlerce fobi çeşidi sıralanabilir. Tıbben bunlar belirlenmiş korkulardır.

Şimdi gelelim TIP literatürüne eklenecek bir FOBİ/KORKU türüne. Bunun adını bir öğretmen arkadaşım koydu, KORONAFOBİ.

     CORONAVİRÜS insanların yaşamlarını öyle bir olumsuz etkiledi ki, insanlarda her türlü fobi oluştu. İnsanlar kendilerinden korkar hale geldiler. İnsanlarda psikososyal denge bozuldu. Acil olarak psikolojik desteğe gereksinimimiz var.

Işılay öğretmenin de dediği gibi;

“Sabah kalktım belim ağrıyor, kesin korona oldum ben.”

“Bu sabah kalktım dişim ağrıyor, kesin korona oldum ben.”

“Bu sabah çok halsizim, kesin korona oldum ben.”

“Bugün eklemlerim çok ağrıyor, kesin koronayım.”

“Bu sabah burnum tıkandı, korona mı oldum acep? En iyisi bir test yaptırayım ben.”

“Bugün göğsüm çok sıkışıyor, mutlaka korona oldum ben.”

“Bu akşam sanki ateşim var gibi, bir ölçeyim. Korona mı oldum ne?”

“Bu akşam hiç halim yok, acaba koronaya mı yakalandım ben?”

“Bugün şununla biraz yakınlaşmıştım, acaba virüs bulaşmış olabilir mi? Bir doktora mı gitsem ne?”

Yani bu şikayetler uzayıp gidiyor. Yani bu durum, her gün yeni bir CORONA belirtisine sahip olduğumuz anlamına geliyor.

     Bununla birlikte tıp literatürümüze de bir terim ya da bir fobi türü eklemiş olduk. Bu terimimiz KORONAFOBİ. Zaten korkularımız çok azdı, bir yenisini daha eklemiş olduk. Hayırlı olsun. Burada Sağlık Bakanlığımıza, tıp otoritelerine, bilim insanlarına hemen ve hızlı iş düşmektedir. Lütfen biyolojik sağlığımızı koruma derdine düşerken ruh sağlığımızdan oluyoruz. Ne yazık ki ruh sağlığımızı bir köşeye atmış olduk. Ama bana göre ruh sağlığımız beden sağlığımızdan daha öncelikli olmalıdır. Ruh sağlığı olmayan bir bedenin ne kendisine ne de bir başkasına yararı dokunamaz.

     Bence, ülke nüfusumuzun en az yarısının KORONAFOBİ tanısı almamış olsa bile, bir an önce KORONAFOBİ tedavisine başlanması gerekmektedir. Sağlıklı ve korkusuz günler görmek dileğimiz olsun.

Yaşar GELER

Paylaşın:
Etiketler: » » » » » » » » » »
Share
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yüksek Seçim Kurulu Ataşehir’de Başkanlık İçin Yarışacak Adayları Açıkladı

    06 Mart 2024 Ataşehir, Ataşehir Belediyesi, Gündem, Köşe Yazıları, Manşet, Siyaset, Son Dakika, Üst Manşet

    Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan Yerel Seçimlerde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu kabul edilen isimleri açıkladı. Recep Kenan / itvhaber.com 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu yapanlardan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından adaylığı kabul edilen isimleri açıkladı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yapılan açıklamada, 31 Mart yerel seçimleri Ataşehir Belediye Başkan adaylığı kesinleşen isimler ilan edildi. ATAŞEHİR’DE 1 BAĞIMSIZ 19 ADAY SANDIK Y...
  • ‘CHP İstanbul İlçe Başkan Adayları Netleşiyor’ mu?

    17 Aralık 2023 Köşe Yazıları

    Önceki gün toplanan CHP Parti Meclisi (PM) toplantısında belirlenen 4 Büyükşehir Başkan adayı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı da açıklandı. Recep Kenan / itvhaber.com CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel tarafından CHP Parti Meclisi (PM) toplantısının ardından yapılan açıklamada, 4’ü Büyükşehir, 6 il ile birlikte 227 seçim bölgesinin belediye başkan adayının belirlendiği kaydedildi. CHP’nin 31 Mart 2024 yerel seçimleri belediye başkan adaylarının bir bölümünün ay sonuna kadar, kalan adaylıkların ise; anket, eğilim yoklaması ya ...
  • SEN ÖLMEDİN Kİ!

    09 Kasım 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz otuz sekiz. Kasım’ın onu. Hatta saat dokuzu beş geçiyor. Dolmabahçe’deve ülkede matem havası. Bedenen bitmiş bir yaşam süreci ama fikren bitmemiş ve hiç tebitmeyecek bir zaman süreci. Çünkü, bir söylevinde şöyle diyordu Gazi Mustafa Kemal Atatürk;“Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebetyaşayacaktır.” Başka bir söylevinde de “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demekdeğildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” İşte bu söylevlerine ...
  • YÜZÜNCÜ YILINDA CUMHURİYET

    28 Ekim 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz yirmi üç hem de yirmi dokuz ekim. Hatta bir gün öncesi, yirmi sekiz ekimde. Gazi Mustafa Kemal devleti yönetecek kadrolarıyla meclis kürsüsünde “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.” Tüm meclis olağanüstü bir refleksle alkış tufanına boğulur. Neden mi? Tabi ki, yıllar süren esaret. Özgürlüğe susamışlık. Tek adamlık ve işgalden kurtulmak. Demokrasiye geçmek. Halkın egemenliği. Ve nihayet 29 Ekim’de Cumhuriyet ilan ediliyor.  Demokrasiye geçiliyor. Tek adamlıktan kurtulunuyor. Halkın iktidarı gerç...