logo

20 Kasım 2021

LİYAKAT Mİ, SADAKAT Mİ?


Fahri Kol
fahri_kol@hotmail.com

Bürokrat Köşe Yazarı
Fahri KOL’unkaleminden…

Son yıllarda gençler kariyer yapmak için çırpınıyor ancak, şöyle bir etrafınıza baktığınızda artıkhiç kimse başarılı olamıyor veya başarıları, gölgeleniyor.Başarılımı olunur mu, yoksa başarılımı gösterilir. Yetenekli kişiler tespit mi edilir, yoksa tavsiyemi edilir, ‘başarılı diyetin sırları’ derken nefes alamıyorum.

Diyete giren kişi,sosyal medya hesaplarındafotoğraflarını photoshoplaincelterek koyuyor. İş yapamayan, beceriksiz yöneticiler reklam firmalarına paraları gömerek PR yapmaya çalışıyor. Lansmanlar, galalar, açılışlar, plaketler derken, kendini üst makamlara atıyor. Sonra da bunun adına ‘başarılı kariyer’ deniliyor. Kurumları borç batağına saplayan;Bürokratlar, Yöneticiler,başka kurumlara zıplıyor, kariyerinin zirvesine çıkarken, daha önce yönettiklerikurumlar çöküşe gidiyor;Kendinizi mi kandırıyorsunuz, yoksa üst yöneticilerinizi mi?

Peki liyakatın amacı nedir? Kamuda personel alımı veya göreve getirilecekkişilerin eğitimi, iş deneyimleri, bilgi ve becerilerini göz önünde bulundurarak görevlendirmelere liyakat denilmektedir.

Sadakat ise, özellikle yönetici atamalarında, atanan kişiler üst yöneticiye bağlı olduğu için aidiyet üzerinden tanımlanmaktadır. Peki, bu aidiyet nedir? Eskiye dayalı arkadaşlıkları,bağları, Siyasi irade, Hemşericilik, Din, mezhepvb. bağlılıklar esas alınmaktadır.

Sadakat esaslı bir yöneticinin amacıasla başarı olamaz. Tek bir hedefi vardır oda, kurumun yönetimini ve idaresini ele geçirmektir.

Aynı yönetici özel bir işletmenin sahibi olsa,yönetici seçiminde sadakat aramaz çünkü kendi işletmesini ele geçirmeye ihtiyacı yoktur. Böylece kendi işletmesinde sadakat içeren yönetici kadrosu değil,liyakatli,işin ehli yöneticileri tercih edecektir.

Yöneticilerin Sadakat arayışı altındaki gizli şifreler ise, kurum yönetimini kendi kontrolüne geçirmek ve kendine yakın kişileri yönetici yaparak kadrolaşmaktır.

Bürokratların asıl işi dışında özel amaçları ve hedefleri vardır. Buna koltuğu korumak veya makamı bıraksa da kurumu uzaktan kontrolü altında tutma arzusu diyebiliriz.

Üst düzey yöneticiler işin ehli yöneticilerden daha ziyade, ehliyetsiz, düşük profilli,beklentisi olmayan kişileri yönetici yapmayıtercih etmektedirler. Böylece vasıfsız, ehliyetsiz kişileri yetkilendirip kendilerine bağlı kalmalarını sağlamaktadırlar.

Oysa kamuda asıl olan kişiler değil kurumlardır. Liyakatın gereği işi ehline vermek olup, işin ehli yöneticide işinin gereğini, sorumluluğunuyerine getirmekle yükümlü olmalıdır.Yöneticilerin bağlılığı iş yerindeki asli görevidir, yöneticinin kendisi değildir.

Başarınınsırrı kurumların ‘LiyakatliKadroları’nda’ saklıdır. Başarısızlığın altına sığınan yöneticiler,başarısızlıklarını züğürt tesellisi ile ifade ederler.

HÜSNÜ Özyeğin, bir yazısında başarısızlığı şöyle ifade etmektedir; “Başarısızlıktan öğrenilecek şeyler, başarıdan öğrenilebilecekten fazladır” diyor. Arda Turan, aşk hayatındaki başarısızlığını kabul ediyor, Cem Yılmaz “Sinemada başarılı değilim, kabul ediyorum” diyor. Ali Sabancı “Ben 20 milyon dolar batırdım ama o dönem Ferit Şahenk de 70 milyon dolar batırdı” diyerek başarısızlığının itirafını yapıyor.

Son yıllarda okumuş olduğumsahte, yapay başarı hikayelerinin içinde, bu gerçek hikâyeler çok güzel geldi.

Liyakatın, yani işi ehline vermenin tek yolu, iş kriterlerinin ve görev tanımının doğru yapılması ve bu kriterler üzerinden işe alımların gerçekleştirilmesine bağlanmaktadır. Yönetici atamaları objektif iş tecrübeleri ve mesleki yeterlilik analizleri ile yapılmalıdır.

Özetle şunu ifade edebilirim, kamuda başarısızlıklar, başarıymış gibi sunuluyor, Makamlar gereksiz işgal ediliyor. Bu gidişat Ülkemizin geleceği ve gelecek nesillerimiz için son derece büyük bir tehlike arz ediyor.

Siyasetçiler meydanlarda Liyakat, Hakkaniyet nutukları atsalarda,renk değişiyor, fakat kılıf hiç değişmiyor.

Siyasiler Liyakatsız yöneticileri atamakla birlikte, kendilerine en büyük kötülüğü yapmış oluyorlar ve uzun vadede kendi oturdukları dalı kesmiş olurlar.

Bütün bu gerçekleri göz önünde bulundurduğumuzda ortaya çıkacak şu gerçeğin altını bir kez daha çizmek istiyorum.

Türkiye’de seçimleri erdemli başkanlar kazanır, liyakatsiz bürokratlar kaybettirir.

Paylaşın:
Etiketler: »
Share
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yüksek Seçim Kurulu Ataşehir’de Başkanlık İçin Yarışacak Adayları Açıkladı

    06 Mart 2024 Ataşehir, Ataşehir Belediyesi, Gündem, Köşe Yazıları, Manşet, Siyaset, Son Dakika, Üst Manşet

    Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan Yerel Seçimlerde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu kabul edilen isimleri açıkladı. Recep Kenan / itvhaber.com 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu yapanlardan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından adaylığı kabul edilen isimleri açıkladı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yapılan açıklamada, 31 Mart yerel seçimleri Ataşehir Belediye Başkan adaylığı kesinleşen isimler ilan edildi. ATAŞEHİR’DE 1 BAĞIMSIZ 19 ADAY SANDIK Y...
  • ‘CHP İstanbul İlçe Başkan Adayları Netleşiyor’ mu?

    17 Aralık 2023 Köşe Yazıları

    Önceki gün toplanan CHP Parti Meclisi (PM) toplantısında belirlenen 4 Büyükşehir Başkan adayı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı da açıklandı. Recep Kenan / itvhaber.com CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel tarafından CHP Parti Meclisi (PM) toplantısının ardından yapılan açıklamada, 4’ü Büyükşehir, 6 il ile birlikte 227 seçim bölgesinin belediye başkan adayının belirlendiği kaydedildi. CHP’nin 31 Mart 2024 yerel seçimleri belediye başkan adaylarının bir bölümünün ay sonuna kadar, kalan adaylıkların ise; anket, eğilim yoklaması ya ...
  • SEN ÖLMEDİN Kİ!

    09 Kasım 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz otuz sekiz. Kasım’ın onu. Hatta saat dokuzu beş geçiyor. Dolmabahçe’deve ülkede matem havası. Bedenen bitmiş bir yaşam süreci ama fikren bitmemiş ve hiç tebitmeyecek bir zaman süreci. Çünkü, bir söylevinde şöyle diyordu Gazi Mustafa Kemal Atatürk;“Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebetyaşayacaktır.” Başka bir söylevinde de “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demekdeğildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” İşte bu söylevlerine ...
  • YÜZÜNCÜ YILINDA CUMHURİYET

    28 Ekim 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz yirmi üç hem de yirmi dokuz ekim. Hatta bir gün öncesi, yirmi sekiz ekimde. Gazi Mustafa Kemal devleti yönetecek kadrolarıyla meclis kürsüsünde “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.” Tüm meclis olağanüstü bir refleksle alkış tufanına boğulur. Neden mi? Tabi ki, yıllar süren esaret. Özgürlüğe susamışlık. Tek adamlık ve işgalden kurtulmak. Demokrasiye geçmek. Halkın egemenliği. Ve nihayet 29 Ekim’de Cumhuriyet ilan ediliyor.  Demokrasiye geçiliyor. Tek adamlıktan kurtulunuyor. Halkın iktidarı gerç...