logo

Yabancılara Köle Mi Olduk Ne?


Yaşar Geler
yasargeler@hotmail.com

Nedense bir an kendimi öyle hissettim. Ve dedim ki, biz bu yabancılara köle mi olduk, ne?

Bazen akraba ziyaretleri için Avrupa yakasına geçeriz. Bugünlerde de öyle bir ziyaretimiz oldu. Bu ziyaret sırasında “Abi, Yeşilköy Semt Pazarına gideceğiz, dilerseniz birlikte gidelim.” Dediler. Biz de tabi ki olur, gidelim dedik ve pazara gittik. Pazarın otoparkına girebilmek için uzun bir araç kuyruğunu beklemek zorundaydık. Daha pazara yaklaşmışken yol kenarına park etmiş araçların arasında bir araçlık bir yer bulduk ve kuyruğu beklemeden aracımızı yolda park ettik.

Araç kuyruğunda onlarca hatta yüzlerce belki de binlerce araç vardı. Bu normal bir durum. Ancak, araç kuyruğunu dikkatle inceleyince kuyrukta belki yüz araç diyebilirim Siyah Mercedes VİTO araç olduğunu fark ettim. Bu belki de doğal bir gazeteci refleksi idi. Araçların içerisi pek görünür olmasa da inen ve fark edilen insanları inceleyince tamamının Arap kökenli insanlar yani turist olduğunu anladım.

Bu kadar turisti bir arada görebilmek normal şartlar altında aslında sevindirici bir durum. Fakat, normal olmayan bir durumu kapalı Pazar alanına girince anladım. Neydi bu normal olmayan durum? Şuydu; içeride alışveriş yapan müşterilerin yüzde doksanının yabancı turistlerden oluştuğunu, hemen hepsinin yanında bir veya birkaç bavul olduğunu ve alışverişlerini özellikle giysi ve benzeri tezgahlardan yaptıklarını gördüm. Gıda bölümünde çok kalabalık insan kitlesi olmasa da bu tezgahların müşterilerinin ise yerli insanlardan oluştuğunu anladım. Yatta yemek yerlerinin de özellikle yabancı müşterilerden oluştuğunu gördüm. Bu da yetmemiş gibi, onların alışveriş bavullarını taşıyan insanların ise bizim yerli insanlarımız, hamallarımız olduğu da ayrı bir durumdu. İşte tam da burada kendimi onların kölesi gibi hissettim.

Yani özetle şu gerçeği anladık ki İstanbul’un Meşhur Sosyete Pazarı diye anılan Yeşilköy Semt Pazarından alışverişi İstanbul halkı değil, yabancı turistler yapıyor. Neden mi? Bizim bin liramızın alacağı üç parça eşya yerine, onlar kırk dolara aynı üç parça eşyayı alıyorlar. Yani para onlarda, onlar alıyor, biz bakıyoruz ve yaptığımız şey onlara hizmet ediyoruz. Kendini köle değil de ne hisseder insan?

Oradan Bakırköy merkezine geçtik. Gezip dolaşırken bir alışveriş merkezinin önünde yerde yatan genç bir vatandaş gördük. Hemen yanı başında ise bir kafe dolu insan yiyip içiyor ve kendilerince eğleniyorlar. Gerçi o yiyip içen insanların çoğu da yine yabancı idi. Bakırköy’ün merkezinde böyle bir manzarayı ilçe yöneticileri görmez mi, belediye yetkilileri ve çalışanları, kaymakamlık ve emniyet yetkilileri hiç mi fark etmez? Bu sorularda ayrıca beynimizi kemirip durur. Aynı manzarayı geçtiğimiz günlerde Kadıköy merkezde de görmüş ve canlı yaşamıştık.

İstanbul’un yetkilileri artık bu tarz iki farklı dünyada yaşamak istemiyoruz.  Hele hele bir kesimin krallar gibi diğer bir kesimin köle gibi sürünür halde yaşamasını hiç ama hiç yaşamak ve görmek istemiyoruz. Artık el insaf diyoruz. Bu ağır ekonomik koşullar altında ezilen ve yok olmaya mahkûm edilen insanlara destek olun. Kamu gücünü bu tür insanların rehabilitesine ve refahına kullanın.

Bir başka sorun da tezgâhlarda yer alan ödeme sistemiydi. Kocaman levhaya yazılmış “Kredi kartı geçerlidir. Yüzde on KDV uygulanır. Bir başka yerde de İBAN’la ödeme yapılabilir, ibareleri vardı. Kredi kartı için ayrıca yüzde on KDV uygulanması yasal mı? İBAN için de parası olan zaten yanına alır, belli ki parası yok kredi kartıyla yani veresiye/borç olarak alışveriş yapmak istiyor vatandaş. Ancak bunlara bile fırsat verilmiyor. Ayrıca peşin para ya da kart alışverişlerine satış fişi de kesilmiyor, sadece ödeme bilgi fişi kesiliyor. Bu da vergi kaçırılıyor demek olmuyor mu? Bunun denetimlerini de vergi denetim kurumlarının yapmasında yarar vardır.

Yaşar GELER

Paylaşın:
Etiketler: » » »
Share
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yüksek Seçim Kurulu Ataşehir’de Başkanlık İçin Yarışacak Adayları Açıkladı

    06 Mart 2024 Ataşehir, Ataşehir Belediyesi, Gündem, Köşe Yazıları, Manşet, Siyaset, Son Dakika, Üst Manşet

    Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan Yerel Seçimlerde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu kabul edilen isimleri açıkladı. Recep Kenan / itvhaber.com 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu yapanlardan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından adaylığı kabul edilen isimleri açıkladı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yapılan açıklamada, 31 Mart yerel seçimleri Ataşehir Belediye Başkan adaylığı kesinleşen isimler ilan edildi. ATAŞEHİR’DE 1 BAĞIMSIZ 19 ADAY SANDIK Y...
  • ‘CHP İstanbul İlçe Başkan Adayları Netleşiyor’ mu?

    17 Aralık 2023 Köşe Yazıları

    Önceki gün toplanan CHP Parti Meclisi (PM) toplantısında belirlenen 4 Büyükşehir Başkan adayı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı da açıklandı. Recep Kenan / itvhaber.com CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel tarafından CHP Parti Meclisi (PM) toplantısının ardından yapılan açıklamada, 4’ü Büyükşehir, 6 il ile birlikte 227 seçim bölgesinin belediye başkan adayının belirlendiği kaydedildi. CHP’nin 31 Mart 2024 yerel seçimleri belediye başkan adaylarının bir bölümünün ay sonuna kadar, kalan adaylıkların ise; anket, eğilim yoklaması ya ...
  • SEN ÖLMEDİN Kİ!

    09 Kasım 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz otuz sekiz. Kasım’ın onu. Hatta saat dokuzu beş geçiyor. Dolmabahçe’deve ülkede matem havası. Bedenen bitmiş bir yaşam süreci ama fikren bitmemiş ve hiç tebitmeyecek bir zaman süreci. Çünkü, bir söylevinde şöyle diyordu Gazi Mustafa Kemal Atatürk;“Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebetyaşayacaktır.” Başka bir söylevinde de “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demekdeğildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” İşte bu söylevlerine ...
  • YÜZÜNCÜ YILINDA CUMHURİYET

    28 Ekim 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz yirmi üç hem de yirmi dokuz ekim. Hatta bir gün öncesi, yirmi sekiz ekimde. Gazi Mustafa Kemal devleti yönetecek kadrolarıyla meclis kürsüsünde “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.” Tüm meclis olağanüstü bir refleksle alkış tufanına boğulur. Neden mi? Tabi ki, yıllar süren esaret. Özgürlüğe susamışlık. Tek adamlık ve işgalden kurtulmak. Demokrasiye geçmek. Halkın egemenliği. Ve nihayet 29 Ekim’de Cumhuriyet ilan ediliyor.  Demokrasiye geçiliyor. Tek adamlıktan kurtulunuyor. Halkın iktidarı gerç...