logo

04 Ağustos 2020

YİNE AKILLANAMADIK


Yaşar Geler
yasargeler@hotmail.com

Yaşam, insanlar için bir öğreti alanıdır. Onlar için, ders alma yeridir. İnsanlar, yaşadıkları olumlu ya da olumsuz her olaydan bir sonuç çıkarmak durumdadırlar. Çünkü yaşadıkları olaylar onları ya olumlu ya da olumsuz yönde yönlendirecektir. Şayet yaşadığımız olay, gerçekten çok kötü bir olay ise ve bize karşı yapılmış ise, bu olumsuzluğu ikinci kez yaşamamak için birtakım önlemler alırsınız. O tür bir olay veya ona benzer bir başka olay karşınıza geldiğinde de nasılsa önlemi almış olduğunuz için artık sizi olumsuz yönde etkilemeyecektir.  

Doğa selle, çığla, depremle, kasırgayla vuruyor, korkuyoruz, ürküyoruz hah düzeldik diyoruz; ama süreç normale dönüyor, akıllanmıyoruz. 

Bilim, virüsle, bakteriyle, hastalıklarla, kanserle, vebayla, veremle vb. vuruyor, ürküyoruz, korkuyoruz, tedirgin oluyoruz, psikolojimiz bozuluyor ve hah düzeleceğiz diyoruz; süreç normale giriyor, akıllanmamış olduğumuzu görüyoruz. 

Uçaklar düşüyor, tusunamiler oluşuyor kimimiz doğadan, kimimiz Allah’tan gelen gazaptır diyoruz, korkuyoruz, ürküyoruz, kenetlenmeye çalışıyoruz; sonra süreç normale dönüyor, hiçbir şey olmamış gibi eski yaşamımıza geri dönüyoruz, akıllanmıyoruz. 

Hani derler ya, ‘’Allah’tan korkmuyorsan bari kuldan utan.’’ Ama nerede kim ders aldı? Kim kork muştu? Kim ürkmüştü? Kimler birbirinden yardım dilemişti? Eser yok! İnsan olmamızdan bile utanmıyoruz. Hele son zamanlarda gelişen olayları, sosyal medya ortamlarında yazılan çizilenleri ve TV’lerde yapılan yayınları izledikçe, insan olmamızdan bile utanmadığımızı görüyoruz. Hiçbir şeyden ders almadığımızı ibretle izliyoruz. Zor durumdasın, insanlar yardım etmek, destek olmak isterler, bizler birbirimize çelme atma derdine düşeriz. Senin ki, benim ki kaygısıyla hareket ederiz. Allah aşkına seni beni mi var? Hepimiz bu ülkede yaşayan, başka bir yere gidebilme şansı olmayan, kader birliği etmiş insanlar topluluğuyuz. İstesek te, istemesek te bu ülke sınırları içerisinde bir ve beraber olmak, birlikte yaşamak durumundayız. Belki ideallerimiz aynıdır, ama bu ideallerimize ulaşmak istediğimiz yollar farklıdır. Bırakın da şu an idealimiz olan birlikte olmayı başarabilelim.  

     Aslında birlikte yaşayabilmek için insan olmak yeterlidir. Ama bu kural insan olabilenler için geçerlidir. Bireyler olmadan toplumlar oluşmaz. Toplumlar olmadan ülkeler oluşmaz. Ülkeler olmadan evren ve insanlık oluşmaz. Demek ki evrende yaşayan canlı cansız tüm varlıkların birbirine gereksinimleri vardır. Bireyler arası ilişkilerde bile beğenmediğimiz tüm insanlara, beğenmediğimiz dili, dini, rengi vb. birçok farklılığı olan tüm toplumlara gereksinim duyarız.  

Dini farklı olan ülkeler ve toplumlarla hem ekonomik hem sosyal hem de kültürel yönden birbirimize muhtaç değil miyiz?  

Dili ve kültürü farklı olan birey ve toplumlara her yönden gereksinim duymuyor muyuz?  

O dini ve dili farklı olan toplumların dillerini öğrenebilmek için, teknolojilerini alabilmek için onlarca varlığımızı vermiyor muyuz? 

Yine her yönüyle birbirimizden farklı olan toplumların gıda maddelerine, sağlık sektöründeki bilimsel gelişmelerine gereksinim duymuyor muyuz? 

Her yönüyle birbirimizden farklı olduğumuzu düşündüğümüz o toplumların askeri ve siyasi bilimsel verilerine, teknolojik gelişmelerine gereksinim duymuyor muyuz? 

Yukarıda sıralamış olduğum ve onlara benzer onlarca hatta yüzlerce soru daha sıralayabilir ve tamamına vereceğimiz yanıtta hemen hemen hep evet değil midir? Elbette ki evettir.  

Peki bu kadar yabancı örnekle sıraladığımız doğrular ortada dururken biz neden ülke içerisinde birimizin yaptığına diğerimiz karşı çıkıyoruz?  

Neden yapılan her iyi şeyi kimin yapmış olduğuna bakmadan destekleyemiyoruz? 

Neden birimizin yaptığı güzel işe bile diğerimiz çelme takmaya çalışıyoruz? 

Neden insanlığa yararı düşünülerek yapılan güzel işlere bizim düşüncemize aykırı bir yerden geliyor diye ön yargıyla bakarak karşı çıkıyoruz? 

Bu kadar olumsuzluk yaşadığımız evrende bir kez olsun insan olmayı başaramaz mıyız? 

Bu kadar vahim olayları yaşamamıza rağmen neden aklımızı başımıza alamıyoruz? 

Dünya malı dünyada kalır. Ama insanlığımız ve iyimserliğimiz toplumlara olumlu yön verir. 

Gelin tekrar tekrar olumlu düşünelim ve aklımızı başımıza alarak toplumumuza yararlı bir şeyler üreterek akıllanalım artık. Toplumlara iyi örnekler gerek. Kötünün örneği olmaz. İyiye, güzele, doğruya adıma atalım. Gelecek kuşaklarımıza da kin, nefret ya da herhangi bir olumsuz düşünce yerine iyiliği, sevgiyi, doğruyu ve saygıyı miras bırakalım.  

Bu, o kadar mı zor acaba?  

Yani insanların ve toplumların kaldıramayacağı ağır bir yük mü? 

Bence değil!  

Hadi hep birlikte akıllanalım!  

Topluma iyilik tohumları ekelim! 

Yaşar GELER 

Paylaşın:
Etiketler: » »
Share
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yüksek Seçim Kurulu Ataşehir’de Başkanlık İçin Yarışacak Adayları Açıkladı

    06 Mart 2024 Ataşehir, Ataşehir Belediyesi, Gündem, Köşe Yazıları, Manşet, Siyaset, Son Dakika, Üst Manşet

    Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan Yerel Seçimlerde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu kabul edilen isimleri açıkladı. Recep Kenan / itvhaber.com 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu yapanlardan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından adaylığı kabul edilen isimleri açıkladı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yapılan açıklamada, 31 Mart yerel seçimleri Ataşehir Belediye Başkan adaylığı kesinleşen isimler ilan edildi. ATAŞEHİR’DE 1 BAĞIMSIZ 19 ADAY SANDIK Y...
  • ‘CHP İstanbul İlçe Başkan Adayları Netleşiyor’ mu?

    17 Aralık 2023 Köşe Yazıları

    Önceki gün toplanan CHP Parti Meclisi (PM) toplantısında belirlenen 4 Büyükşehir Başkan adayı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı da açıklandı. Recep Kenan / itvhaber.com CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel tarafından CHP Parti Meclisi (PM) toplantısının ardından yapılan açıklamada, 4’ü Büyükşehir, 6 il ile birlikte 227 seçim bölgesinin belediye başkan adayının belirlendiği kaydedildi. CHP’nin 31 Mart 2024 yerel seçimleri belediye başkan adaylarının bir bölümünün ay sonuna kadar, kalan adaylıkların ise; anket, eğilim yoklaması ya ...
  • SEN ÖLMEDİN Kİ!

    09 Kasım 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz otuz sekiz. Kasım’ın onu. Hatta saat dokuzu beş geçiyor. Dolmabahçe’deve ülkede matem havası. Bedenen bitmiş bir yaşam süreci ama fikren bitmemiş ve hiç tebitmeyecek bir zaman süreci. Çünkü, bir söylevinde şöyle diyordu Gazi Mustafa Kemal Atatürk;“Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebetyaşayacaktır.” Başka bir söylevinde de “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demekdeğildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” İşte bu söylevlerine ...
  • YÜZÜNCÜ YILINDA CUMHURİYET

    28 Ekim 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz yirmi üç hem de yirmi dokuz ekim. Hatta bir gün öncesi, yirmi sekiz ekimde. Gazi Mustafa Kemal devleti yönetecek kadrolarıyla meclis kürsüsünde “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.” Tüm meclis olağanüstü bir refleksle alkış tufanına boğulur. Neden mi? Tabi ki, yıllar süren esaret. Özgürlüğe susamışlık. Tek adamlık ve işgalden kurtulmak. Demokrasiye geçmek. Halkın egemenliği. Ve nihayet 29 Ekim’de Cumhuriyet ilan ediliyor.  Demokrasiye geçiliyor. Tek adamlıktan kurtulunuyor. Halkın iktidarı gerç...